Yakın tarihli bir çalışmada araştırmacılar, plasebo kontrollü bir denemede, D vitamini ve Omega-3 yağ asidi takviyeleri ile otoimmün hastalıklar arasındaki bağlantıyı araştırdılar. Bu araştırmada her iki takviyeyi, özellikle de D vitaminini 5 yıl boyunca almak ile otoimmün hastalık azalma oranı arasında bir ilişki buldular. Ayrıca, D vitamini takviyesinin, otoimmün hastalık geliştirme oranını %22 azalttığını tespit ettiler.
Otoimmün bozukluklar, herhangi bir enfeksiyon olmamasına rağmen vücudun spontan bir enflamatuar bağışıklık tepkisi oluşturduğu kronik durumlardır. Otoimmün hastalıklar Haşimato, tip 1 diyabet, inflamatuar bağırsak hastalığı, MS, sedef hastalığı ve romatoid artrit gibi, 80’den fazla hastalıktan oluşan bir gruptur ve bunların prevalansıyla sağlığa etkileri yaşla birlikte artar. Otoimmün rahatsızlıklar, en yaygın üçüncü hastalık kategorisi ve kadınlarda önde gelen yaşam kaybı nedenlerindendir.
D vitamini ve omega-3 balık yağının, iltihaplanma ve doğuştan gelen bağışıklık tepkilerinde yer alan genleri düzenleyebildiklerine dair olumlu araştırma sonuçları, uzamanlar tarafından paylaşıldı. Otoimmün rahatsızlıkları olan kişilerde, D vitamini takviyesinin kısa denemeleri beklenen sonuçları vermese de 5,3 yıllık randomize takipte, otoimmün hastalıklarda azalmaya yol açtığı gözlemlendi. Bu sonuçlar, yaşlı yetişkinlerde otoimmün rahatsızlıkları önlemek için bir şeyler yapılabileceğine dair ilk doğrudan kanıtlar oldular.
Araştırmaya, ABD genelinde, %51’i 55 yaş ve üzeri kadınlar, geri kalanı ise 50 yaş ve üzeri erkeklerden oluşan 25.871 katılımcı kaydedildi. Katılımcıların D vitamini ve Omega-3 yağ asitleri düzeylerini tespit etmek için, başlangıçta ve çalışma boyunca, katılımcılardan kan örnekleri alındı. Araştırmacılar katılımcıları 5 yıl boyunca izlediler. Araştırmacılar, takviyelere uzun süre bağlı kalmanın daha fazla fayda sağladığı ve D vitamini ile balık yağı takviyesi almanın, otoimmün hastalık insidansını %30 azaltabileceği sonucuna vardılar.
Nasıl oluyor da oluyor?
Aktif D vitamini hücre çekirdeğine girer ve D vitamini reseptörünü bağlayarak hem doğuştan gelen hem de adaptif bağışıklık sistemi işlevinde yer alan genleri düzenler.
Omega-3 yağ asitleri de benzer şekilde, yeni başlangıçlı otoimmün hastalığın azaltılmasından sorumlu olabilecek resolvinler, koruyucular, maresinler ve lipoksinler dahil olmak üzere, pro-çözücü aracılar üzerinde işlevlerini gösterirler.
Bazı rahatsızlıklarda ve kronik sağlık durumlarında farklı etkilere sebep olabilecekleri, kanama riski gibi durumları ve diğer etkileşimleri tetikleyebileceklerinden, kullanmaya başlamadan önce bir hekim tavsiyesi alınması ve ihtiyaca göre kullanılmaları daha doğru olabilir.
Kaynak: www.medicalnewstoday.com