Fransızları moda konusundaki zarif seçimleriyle biliriz. Başkent Paris modanın kalbinin attığı, yüksek topuklu şık stiletto’larıyla arzı endam eden güzel kadınların kaldırım taşlı sokaklarda zarafetle yürüdükleri ışıklar şehridir… Hafızalardaki imaj bu olsa da artık kaldırım taşları üzerinde stiletto’ların tıkırtısı yerini kauçuk tabanların sessizliğine bırakıyor. Moda yazarları Fransız kadınlara “kalın tabanlı, düz ayakkabılar” konusunda tavsiyelerde bulunuyor. Bir zamanlar alay konusu olan ve küçümsenen “spor ayakkabılar” artık Paris kafeleri ve ofislerinde her gün giyilir hale geldi. Ünlü The Economist dergisi bile Fransız kadınların stiletto’lardan vazgeçme eğilimini haberleştirdi.
1954 yılında “iğne” topuğu tasarlayan Fransız tasarımcı Roger Vivier, stilettonun babası olarak kabul ediliyor. Topuğun içine metal bir çubuk yerleştirerek yapısını sertleştiren ilk kişi de Viver’in kendisi. Marka hala stiletto’ları “durdurulamaz baştan çıkarma araçları” olarak tanımlıyor. Fransız tasarımcı Christian Louboutin de ünlü kırmızı tabanlı stiletto’suyla 10 cm yüksekliğindeki topuğa yeni bir soluk getirmişti.
Yüksek topukların kaybolmaya başlaması kısmen Covid-19 ve evden çalışmanın gündelik görünümü yaygınlaştırmasıyla açıklanıyor. Bu aynı zamanda #MeToo sonrası bir tür isyana da işaret ediyor olabilir. Genç nesil, stiletto’nun ayağı deforme eden doğasına karşı çıkıyor. Ayakkabı mağazalarında stiletto’lar artık daha sınırlı sayıda ve üst raflara kaldırılmış durumda. Özetle kadınlar rahatlık istiyor. Önemli olan, zarif bir elbiseyle düz ve topuksuz bir ayakkabı ya da çizme giyerek yine de şık olabilmek değil mi? Siz ne dersiniz?
Kaynak: https://www.economist.com/