Yapılan yeni bir araştırmaya göre somon sperminden elde edilen ‘DNA güneş kremi’ daha uzun süre kullanıldığında daha iyi sonuç veriyor.
Binghamton Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, ince şeffaf kristal DNA filmi, güneş ışığına ne kadar uzun süre maruz kalırsa zararlı güneş ışığını engelleme konusunda o kadar iyi hale gelebiliyor. Kısmen somon sperminden elde edilen bu potansiyel güneş kremi, UV ışığı altında giderek daha koruyucu bir tabaka halinde kendi kendine birleşiyor. Ürünün ticarileşmesi halinde, güneş kremini sık sık yeniden sürmek de gibi bir sorun da kalmayacak.
Binghamton Üniversitesi’nden yapılan açıklamada; “Ultraviyole (UV) ışık aslında DNA’ya zarar verebilir ve bu cilt için iyi değildir. Hadi bunu tersine çevirelim diye düşündük. Bunun yerine DNA’yı kurbanlık bir katman olarak kullanırsak ne olur? Yani derinin içindeki DNA’ya zarar vermek yerine, derinin üstündeki bir tabakaya zarar veririz.” deniliyor.
Bu teoriyi geliştirip test ettikten sonra bir grup araştırmacı, potansiyel güneş kreminin bir başka faydasının da higroskopik olması olduğunu keşfetti; bu da nemi hapsederek cildin kurumasını önlemeye yardımcı olacağı anlamına geliyor.
Araştırmacılar ayrıca DNA kaplamasının bir yara örtüsü olarak kullanılma olasılığını da test etmeyi planlıyor. “Bunun sadece doğrudan güneş kremi ve nemlendiriciler için uygulamaları olabileceğini düşünmüyoruz” diyorlar. Optik olarak şeffafsa ve güneşten kaynaklanan doku hasarını önlüyorsa ve cildi nemli tutmada iyiyse, bunun aşırı ortamlar için bir yara örtüsü olarak kullanılabileceği de öngörülüyor.
Bu araştırma haberi, birçok kişinin yanık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yaz mevsiminde geldi. Binghamton Üniversitesi araştırma makalesi, çok fazla güneşin neden olduğu hasarın giderek daha fazla araştırıldığını vurgulayarak, önceki çalışmaların UV ışığının “doğal çevremizdeki en belirgin kanserojen olduğunu” gösterdiğini belirtiyor.
Güneş koruyucunuz zararlı olabilir mi?
Yeni bir çalışma, bazı güneş kremlerinin iki saat sonra etkisini yitirdiği ve hatta cilde zarar verebileceği konusunda uyarıyor. Uluslararası bir ekip, özellikle çinko oksit içeren “mineral krem” veya “kimyasal içermeyen” güneş kremlerinin güneşli günlerde yarardan çok zarar getirebileceğini tespit etti.
ABD’de Oregon Üniversitesi’nden araştırmacılar, çinko oksidin tek başına güneş ışığı için güçlü bir filtre gibi göründüğünü tespit etti. Bununla birlikte, üreticiler onu diğer bileşenlerle karıştırdığında cilde zarar verebileceği ifade edildi. Gelin yapılan açıklamaya birlikte bakalım.
“Çinko oksit tek başına etkili ve zararsız bir UV engelleyicidir. Araştırmamız, formülasyondaki bileşenlerin kullanım sırasında birbirleriyle nasıl reaksiyona girdiği konusunda endişelere yol açıyor ve bu durum şu anda endüstri tarafından test edilmiyor. İki saat boyunca güneş ışığına maruz kaldığında, çinko oksit diğer bileşenler tarafından sağlanan UVA korumasını yok eder. Bu bağlamda, güneş kremi sürmek aslında işleri daha da kötüleştirebilir çünkü insanlar zararlı UV ışınlarından korunduklarına inanırlar ve güneşte daha uzun süre kalabilirler.”
Bazı güneş kremleri gerçekten toksik hale mi geliyor?
Oregon Üniversitesi’nden Profesör James Hutchison, “UV filtrelerinin bozulması sadece güneş kreminin etkinliğini azaltmakla kalmadı, aynı zamanda formül toksisitesinin de artmasına neden oldu,” diye ekliyor. “Yani sorun sadece etkili UV koruması eksikliği değil, ürünün kendisi de güneşte kullanım sırasında zarar veriyor olabilir.”
Bu nedenle, gelecekteki kozmetik formülasyonların tasarımında, tüm formülasyonun veya cilt üzerindeki ürünlerin birleştirilmesinde çinko oksit kaynaklı fotodegradasyon potansiyelinin dikkate alınmasının kritik önem taşıdığı belirtiliyor.
Kaynak: https://studyfinds.org/