Kalabalıklaşıyoruz. Gıdaya erişim zorlaşıyor. Artan gıda talebini karşılamak, özellikle güvenli gıdaya eşit erişim sağlayabilmek içinse “gıda bankaları” yaygınlaşıyor.
Her 4 saniyede 1 insan, açlık nedeniyle hayatını kaybediyor. Diğer taraftan gıda kayıp ve israfı dünyada ciddi ekonomik, etik ve çevresel etkilere sahip…
Gelişmiş ülkelerde gıda kayıplarının genellikle tedarik zincirinin son aşaması olan perakende satış ve tüketici aşamasında olduğu görülüyor. Gıda kaybının önlenmesinde ve güvenli gıdanın daha fazla insana ulaştırılmasında en önemli aşamalarından biri segmentasyon, bir diğeri ise gıda bankacılığı sisteminin doğru işlemesi.
Gıda için yeni düzenlemeler
Covid-19 milyonlarca insanı işsiz bıraktığında, ABD’deki Gıda Deposu ve ülke çapındaki diğer yüzlerce gıda bankasında muazzam bir talep artışı yaşandı. Artan talebi karşılama mücadelesi, taze ve rafta stabil yiyeceğe ihtiyaç duyulduğunu da gözler önüne serdi. Krizin ilk günlerinde, sistemlerin çoğu yetersiz kaldı. Gıda bankaları, yeni stoklara yer açmak için envanterlerini yeniden düzenlemek zorundaydı, bu nedenle de gelen bağışları reddetmek zorunda kaldılar.
Salgın hızla devam ederken, gıda bankaları yönetim sistemleriyle ilgili sorunları ve diğer zorlukları ele almak için çalışmaya devam ediyor. Gıda tedarikinde önemli artışı yönetmek için depo uygulamaları geliştiriliyor. Tedarik ve dağıtım sistemleri segmentlere ayırılıyor ve teslimat sorunları giderilmeye çalışılıyor. Ancak, koronavirüsün başlangıcından bu yana, gıda ihtiyacının iki katına ulaştığı tahmin ediliyor.
Tedarik yönetimi planlanmalı
Covid-19 salgını, gıda endüstrisine şunu gösterdi: Hazırlıklı olmak önemlidir. Yani bu planlamalar salgından çok daha önce yapılmış olsaydı bugün gıda güvenliği açısından bu kadar endişeli olmazdık belki. Hala geç değil, tedarik yönetimi hızlı bir şekilde iyileştirilebilir. Bu yalnızca büyük zincir marketler, gıda üreticileri ve satıcılar için değil, yerel üretici, dağıtıcı ve küçük ölçekli gıda tüccarları için de geçerli.
Türkiye’de örnek bir uygulama
Türkiye’de gıda bankacılığının çatı kuruluşu olan Temel İhtiyaç Derneği (TİDER), Oxivo Group ve Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla bir ilke imza attı.
Pandemi nedeniyle insansız bir Gıda Bankası Projesi üzerine çalışmalar yürüten TİDER, Oxivo Group’un tasarlayıp, üretimini gerçekleştirdiği Gıda Otomatını Kadıköy Belediyesi’nin Merdivenköy’de bulunan sosyal hizmetler biriminin bahçesine yerleştirdi.
TİDER Kurucu Başkanı H. Serhan Süzer konuyla ilgili pandeminin başlangıcından itibaren sponsorların desteğiyle TİDER olarak yaklaşık 250.000 aileye yardım ettiklerini Türkiye’nin her ilçesinde market ve aşevi formatında gıda bankaları oluşturmak ve desteklemek istediklerini ifade etti.
Kaynaklar:
www.mckinsey.com / Serhan Süzer Blog / GPD Gelişim Dergisi *Türkiye’de Uygulanan Gıda Bankacılığı Sisteminin İşleyişi ve Vergisel Avantajlarının Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması, Ayça Akarçay Öğüz, Çağatay Akarçay