Günümüz beslenme alışkanlıkları yüksek fruktoz içeriyor ve bunu meyvelerden çok özellikle işlenmiş toz şeker ve fruktoz şurubundan alıyoruz. Diğer temel şeker çeşitlerinde biri olan glikoz ise şekerin en basit şeklidir. İnsan vücudunun her hücresinde bulunduğu gibi karbonhidrat içeren hemen hemen her tür gıdada da bulunur. Peki acaba fruktoz ve glikoz, beyni nasıl etkiliyor ve bu etki beslenmeye nasıl yansıyor. İşte cevabı…
Beyni ve Davranışları Nasıl Etkiliyor?
Glikozun ve fruktozun beyin üzerindeki etkilerini karşılaştırmalı olarak inceleyen önemli araştırmalar var. 2015 yılında, Güney California Üniversitesi’ndeki araştırmacılar sağlıklı, diyet yapmayan yetişkinlere glikoz veya fruktozla tatlandırılmış içecekler verdi. Fonksiyonel MR’larda fruktoz içenlerin yiyecek görüntülerine bakarken, glikoza kıyasla görsel kortekste daha yüksek aktivite sergiledikleri gözlendi. Bu, yemek için daha güçlü bir motivasyon anlamına geliyor.
2013’te yapılan, karşılaştırmalı grubun glikoz içenler olduğu bir başka çalışmada ise fruktoz içenlerin dolaşımdaki insülin ve glukagon benzeri peptit 1 (GLP-1) seviyelerinin daha düşük olduğu belirlendi. İnsülin ve GLP-1, beyne tüketilen gıdadan memnun olması için gönderilen sinyallerdir. Daha fazla yiyeceğin ödüllendirici etkilerini ve içgüdüsel yeme dürtüsünü körelterek tokluk ve ödülü düzenleyen beyin ağında daha az işlevsel bağlantı sağlar.
2018’de yapılan bir araştırma, glikoz tüketiminin insülini yükselttiğini ve gıda alımını yöneten bir beyin bölgesi olan hipotalamusu devre dışı bıraktığını gösterdi. Bu da artan tokluk dereceleriyle daha da ilişkiliydi. Bu etkiler fruktoz alımında daha az belirgindi.
Araştırmaların fruktozun, hipotalamus, kortikal alanlar ve striatal dopaminerjik yolları glikozdan farklı şekilde etkilediğini ve bunun sonucunda iştahın artmasına ve doygunluğun azalmasına neden olduğunu gösterdiğini söylemek mümkün.
Glikoz ile karşılaştırıldığında, fruktoz daha az insülin ve GLP-1 üretimini uyarır. Bu nedenle de teorik olarak fruktozun Ghrelin üzerinde daha az etkisi olacaktır. Bu, glikoz ile karşılaştırıldığında aynı doyma seviyesine ulaşmak için daha yüksek fruktoz alımı gerektiği anlamına gelir. Özetle fruktoz, glikoza göre daha az doyurucudur özellikle tatlıya karşı yeme isteğini artırır.
Doğada bile fruktoz, hayvanların gıda kıtlığına hazırlanmak için yağ depolamasının birincil yolu olarak kullanılıyor. Göçmen kuşlar ve kış uykusundaki ayılar gibi hayvanların yağ depolarını yiyecek kıtlığına hazırlamak için kısa sürede büyük miktarlarda fruktoz tüketmeleri artık mantıklı görünüyor değil mi?
Kaynak: https://medium.com/