Bu rutin size tanıdık geliyor mu? Sabah uyanıyorsunuz, aynaya bakıyorsunuz ve gözlerinizin altındaki koyu, çukurlaşmış halkaları inceliyorsunuz. İyi uyumuş olmanıza rağmen bitkin ve belki de olduğunuzdan daha yaşlı görünüyorsunuz.
Dermatologlar göz altlarındaki koyu halkaların en yaygın cilt şikayetlerinden biri olduğunu söylüyor ve tedavi edilmesi en zor olanlardan biri.
Bu koyu halkaların çeşitli nedenleri olabileceğinden ve mor, mavi, kahverengi veya siyah gibi farklı tonlarda görünebileceğinden, onlardan kurtulmak için her zaman herkese uyan tek ve kesin bir çözüm bulunmuyor. Ancak bazı tedaviler düzelmesine yardımcı olabiliyor.
Koyu halkalar neden olur?
Dermataloglar, yaşlandıkça göz çevrenizdeki cildin inceldiğini ve kolajenini kaybettiğini, bu nedenle alttaki kan damarlarının patlayarak göz altında mavimsi bir renk değişikliği yaratabileceğini ifade ediyor. Aynı zamanda gözlerin altındaki deri ve kaslar gevşeyerek koyu bir gölge oluşturan torbalara neden olabiliyor.
Ayrıca bu koyu halkaların genetik olduğu, ailenizdeki diğer kişilerde varsa sizde de olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor. Konu koyu halkalar olunca cilt tonu da önemli rol oynuyor; daha koyu tenli kişilerin gözlerinin altında kahverengimsi pigmentasyondan kaynaklanan koyu halkalara yakalanmaya daha yatkın olabileceği belirtiliyor.
Koyu halkaları daha da kötüleştirebilecekler arasında alerjiler, dehidrasyon, sigara, yetersiz uyku veya gözleri sürekli ovuşturmak gibi etkenler de var.
Göz kremleri yardımcı olabilir mi?
Dermatologlar ürün ambalajı veya reklamlardaki iddialara rağmen, reçetesiz satılan ürünlerin koyu halkalardan gerçekten kurtulmaya yaradığına dair yeterli bilimsel kanıtlar olmadığını ifade ediyor. Bununla birlikte, bazı cilt bakım ürünlerinde bulunan ve ciltteki hücre büyümesini artıran bir protein üzerinde yapılan araştırmalar bu bileşenin topikal olarak uygulandığında göz altı torbalarını ve koyu halkaları “mütevazı bir dereceye kadar” hafifletebileceği belirtliyor.
Konunun uzmanları hyaluronik asit, antioksidanlar veya kafein gibi diğer göz kremi ve serum bileşenlerinin koyu halkaları azaltabileceğini ancak bunların yalnızca “geçici bir çözüm” olduğu ve onlardan kalıcı olarak kurtulmaya yaramadığını belirtiyorlar.
Örneğin, hyaluronik asit, seramidler veya vazelin gibi nemlendirici bileşenlere sahip ürünlerin, C vitamini ve niasinamid gibi parlatıcı ajanlarla birleştiğinde, göz altı cildini nemlendirip dolgunlaştırdığını ve böylece “altta yatan kan damarlarının o kadar belirgin olmadığı” ifade ediliyor.
Retinol içeren reçetesiz ürünlerin cilt hücresi döngüsünü iyileştirmeye ve cildi kalınlaştırmaya yardımcı olabileceği, bunun da koyu halkaları geçici olarak hafifletebileceği belirtiliyor.
Lazerler. Fraksiyonel lazerle cilt yenilemenin (Fraxel olarak da biliniyor) cildin pigmentli tabakasını soyarak kahverengimsi renk değişikliklerini giderebileceği söyleniyor. Fraksiyonel karbondioksit lazerlerin de göz altındaki deriyi kalınlaştırarak koyu halkaların görünümünü en aza indirebileceği belirtiliyor.
Kimyasal peelingler. Retinol veya glikolik asit kullanılarak yapılan düzenli kimyasal peelingler koyu halkaların daha da kötüleşmesini önleyebiliyor.
Microneedling. Cildin onarım sürecini teşvik etmek için cildi küçük iğnelerle delmeyi içeren bu süreç, göz altındaki cildin dokusunu sıkılaştırabilen, dolgunlaştırabilen ve pürüzsüzleştirebilen kolajen üretimini tetiklediği için kullanılan yöntemlerden biri.
Dolgu maddeleri. Hyalüronik asit dolgu maddeleri (bazen lazerlerle birlikte) göz altı cilt hacmini artırmak ve koyu halkaları daha az belirgin hale getirmek için kullanılabiliyor. Bununla birlikte, dolgu maddeleri geçici morarma veya şişme gibi bazı riskler oluşturabiliyor.
Dermatologlar, tedavilerin bir kombinasyonunun en iyi yaklaşım olduğunu belirtiyor. Ayrıca sonuçları görmek için birden fazla kez uygulamaya ihtiyacınız olabilir.
Kaynak: NY Times