Depresyon dünya çapında milyonlarca insanı etkiliyor ve bazıları için geleneksel tedaviler rahatlama sağlamıyor. Peki ya daha iyi hissetmenin anahtarı en sevdiğiniz şarkıyı çalmak kadar basit olsaydı?
Yeni bir çalışma, klasik müziğin depresyon tedavisinde, özellikle de diğer tedavilere iyi yanıt vermeyenler için güçlü bir araç olabileceğini öne sürüyor.
Araştırmacılar, beynimizin müziği nasıl işlediğine ve belirli melodilerin neden ruh halimizi yükseltebileceğine dair etkileyici bilgiler ortaya çıkardı. Cell Reports’ta yayınlanan çalışma, birden fazla standart tedavinin rahatlama sağlayamadığı bir durum olan tedaviye dirençli depresyon (TRD) hastalarına odaklandı.
Ekip, işe yarayanın sadece herhangi bir müzik olmadığını keşfetti-kilit faktör, kişinin dinlediği şeyden ne kadar keyif aldığıdır-. Klasik müzik dinlerken daha yüksek düzeyde keyif aldıklarını bildiren hastaların depresif semptomlarında önemli iyileşmeler görüldü. Bu bulgu, yalnızca “mutlu” veya “neşeli” müziğin ruh halini iyileştirebileceğine dair yaygın inanca da meydan okuyor.
Araştırmaya katılan uzmanlar, “Araştırmamız nörobilim, psikiyatri ve nöroşirürji alanlarını bütünleştirerek müzik ve duygu arasındaki etkileşimi hedefleyen her türlü araştırma için bir temel oluşturuyor” dedi. “Nihayetinde, araştırma bulgularımızı klinik uygulamaya dönüştürmeyi, uygun ve etkili müzik terapisi araçları ve uygulamaları geliştirmeyi umuyoruz.”
Sevdiğimiz müziği dinlediğimizde beynimizde neler oluyor?
Araştırmacılar, keyifli müziğin işitsel korteksi (beynin ses işleme merkezi) ve iki daha derin beyin bölgesini içeren karmaşık bir ağı harekete geçirdiğini buldu (stria terminalisin yatak çekirdeği (BNST) ve nükleus akumbens (NAc). Bu bölgeler beynin ödül devresinin bir parçası ve ruh halinin düzenlenmesinde ve zevk almada çok önemli rol oynuyor.
Hastalar keyif aldıkları müzikleri dinlediklerinde, bu beyin bölgeleri birbirleriyle daha iyi iletişim gösterdi. Bu gelişmiş beyin bağlantısı, daha iyi ruh hali sonuçlarıyla ilişkilendirildi. Sanki müzik beynin kendi içinde uyumlu bir senfoni yaratıyor ve depresyon nedeniyle bozulan bölgelerde dengenin yeniden sağlanmasına yardımcı oluyor. Klasik müzik dinlerken daha yüksek düzeyde keyif aldıklarını bildiren hastaların depresif semptomlarında da önemli iyileşmeler görüldü.
İlginç bir şekilde, çalışma başlangıçta müziğe tepkisiz olan hastaların bile “işitsel sürükleme” adı verilen bir teknikten faydalanabildiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, müziğe belirli ses frekanslarını dahil ederek, hastaların beyinlerini müziğin ruh halini iyileştirici etkilerine daha açık olacak şekilde “ayarlayabildiler”.
Müzik terapisinin depresyon için standart bir tedavi haline gelmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekse de, bu çalışma müziğin gücünün eğlencenin çok ötesine geçtiğine dair ikna edici kanıtlar sunmakta. Doğru melodinin, doğru şekilde dinlendiğinde, dünyanın en yaygın ruh sağlığı sorunlarından birine karşı mücadelede güçlü bir müttefik olabileceğini göstermekte.
Kaynak: https://studyfinds.org/