Covid 19 hayatımıza girdiğinden bu yana virüse çare olacak ilaç ve aşı çalışmaları hızla devam ediyor. Bilim ve teknolojideki gelişmeler şüphesiz bu çalışmaları hızlandırırken kaynaklar tarihte hiçbir hastalığı araştırmada bu kadar hızlı yol alındığının görülmediğini vurguluyor.
Ülkeler birbiri ardına açıklamalar yaparken ve aşının ilk önce hangi ülkelere verileceği tartışılırken Dünya Sağlık Örgütü 10 Eylül 2020’de yaptığı açıklamada toplam 180 aşı çalışmasının aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 10’dan fazla ülkede devam ettiğini bildirdi. Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bu aşı çalışmalarından 35’i laboratuvar aşamasını geçti ve insanlar üzerinde denemeye başlandı.
İlaç şirketleri ve üniversitelerin bu konuda yaptığı ortak çalışmalardan biri de Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca iş birliğiydi. İnsan üzerindeki denemelerde ChAdOx1 nCoV-19 adlı aşı adayının 8 Eylül’de deneklerden birinde yan etki oluşturması nedeniyle durdurulduğu bilgisi gelmişti. Hayal kırıklığı yaratan bu gelişmeden sonra Oxford Üniversitesi’nden bir açıklama daha geldi ve yapılan incelemelerden sonra İngiltere’de aşının klinik denemelerine devam edileceği belirtildi.
16 Eylül’de AstraZeneca’dan yapılan başka bir açıklama geldi; aşının Brezilya’da denemelerine başlandığı bildirildi. Aşı denemelerini üstlenen Federal Sao Paulo Üniversitesi tarafından aşı yapılması planlanan 5 bin gönüllüden 4 bin 600’üne aşının uygulandığı ve bir sorun yaşanmadığı açıklandı.
Aşı bulununca ne olacak?
Aşının bulunması süreci kadar önemli olan bir diğer süreç de aşının eşit ve sağlıklı şekilde dünya üzerinde dağıtılması. Microsoft kurucusu Bill Gates de, Bill ve Melinda Gates Vakfı aracılığıyla aşı çalışmalarını destekliyor. Gates’in son açıklaması ise farklı bir konuya dikkat çekiyor. Öyle ki, dünya nüfusunun en az %60’ının aşılanması gerektiğini ve bunun hiç kolay olmadığını farklı stratejiler gerektirdiğini ifade eden Gates, aşının finanse edilmesinin ve dağıtımının desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın Northeastern Üniversitesi iş birliğiyle yaptığı modellemede iki farklı senaryo değerlendiriliyor. Bunlardan birinde, yaklaşık 50 yüksek gelirli ülke ilk 2 milyar aşı dozunu tekeline alıyor. Diğerinde ise dozlar her ülkenin zenginliğine göre değil, nüfusuna göre küresel olarak dağıtılıyor.
Daha adil olan senaryoda, ölümlerin yüzde 61’i önlenebiliyor. Ancak zengin ulusların aşıyı istiflediği daha az adil senaryoda, neredeyse iki kat fazla insan ölüyor ve hastalık kontrolsüz bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Ne yazık ki, birçok zengin ülkenin şimdiye kadarki davranışına dayanarak, istifçilik senaryosu şu anda daha olası görünüyor.
Bu ve benzeri çalışmalar bundan sonraki günlerde de gündemimizde olmaya devam edecek. Bilim insanları var güçleriyle virüse karşı aşı geliştirmeye çalışırken, bizler de koronavirüse karşı önerilen tedbirleri uygulamak, sağlığımıza dikkat etmek ve bağışıklığımızı güçlü tutarak kendimizi korumaya çalışmalıyız. Bunun için laboratuvardan çıkacak sonuçları beklememize gerek yok, doğanın sunduğu mucizeler emrimizde.
Bu mailing üzerinden verdiğimiz öneriler sahip olduğumuz zenginliklerin sadece birkaçı, çok daha fazlasına Güzel Yaşa platformundan ulaşabilirsiniz.