Çay ve kahve sevenlere iyi bir haberimiz var. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, yüksek tansiyonu olan kişiler arasında günde yarım ya da bir fincan kahve veya dört ila beş fincan çay içmenin en düşük bunama riskiyle ilişkili olduğu bulundu. Neden yüksek tansiyonu olanlar seçildi derseniz sebebi basit; yüksek tansiyon, kişinin bunama geliştirme oranını artırabilecek önemli bir risk faktörü.
Scientific Reports’da yayınlanan çalışmada, 453.000’den fazla katılımcıdan elde edilen veriler kullanılarak kafein tüketiminin bunama riskiyle nasıl ilişkili olduğu incelendi.
Araştırmacılar, yüksek tansiyonu olan kişilerin günde yarım ila bir fincan kahve veya dört ila beş fincan çay gibi belirli bir miktarda kahve veya çay tüketerek bunama riskini azaltabileceklerini gözlemlediler.
Daha fazla veriye ihtiyaç duyulmakla birlikte, sonuçlar yüksek tansiyonu olan kişilere fayda sağlayabilecek potansiyel bir koruyucu eylemi vurguluyor.
Yüksek tansiyon ile bunama riski arasında bağlantı
Yüksek tansiyonu olan kişilerde bunama riski artabilir. Mevcut çalışmanın araştırmacıları, anormal kan basıncının bunama vakalarının yaklaşık %11-20’si ile bağlantılı olduğunu belirtiyor ve durumu şöyle özetliyorlar:
“Hipertansiyon, özellikle orta yaşlarda, hem vasküler demans hem de Alzheimer hastalığı dahil olmak üzere demans için iyi bilinen bir risk faktörü. Yüksek tansiyon beyindeki kan damarlarına zarar vererek serebral perfüzyonun azalmasına ve mikrovasküler hasara yol açabilir. Bu da bilişsel gerilemeye katkıda bulunur.”
“Zamanla, kronik hipertansiyon küçük enfarktüslerin birikmesine ve kan-beyin bariyerinin bozulmasına yol açabilir ve bunların hepsi nörodejeneratif süreç riskini artırır. Ayrıca hipertansiyon, diyabet ve hiperlipidemi gibi diğer vasküler risk faktörleriyle yakından bağlantılıdır ve bilişsel bozukluk riskini daha da artırmaktadır.”
Çay ve kahve içmek demans riskinde fark yaratır mı?
Araştırmada kahve ve çay içmek ile bunama riski arasındaki ilişki incelendi. Araştırmacılar Birleşik Krallık Biobank’tan elde edilen verileri kullandı ve yaklaşık 15 yıl boyunca 453.913 katılımcıyı analiz etti.
Katılımcıların yarısından fazlasında yüksek tansiyon vardı ve ortalama yaş 72 civarındaydı. Başlangıçta zaten demansı olan ve ikincil yüksek tansiyonu olan katılımcılar hariç tuttuldu.
Araştırmacılar, ortak değişkenleri ayarladıktan sonra, yüksek tansiyonu olan bireylerin tüm nedenlere bağlı demans, Alzheimer hastalığı ve vasküler demans için yüksek tansiyonu olmayan kişilere göre daha fazla risk taşıdığını buldular.
Daha ileri analizlerde çay ve kahve tüketimi ile demans riski arasındaki ilişkiyi incelendi. Yaşam tarzı faktörleri ve sağlık bileşenleri gibi katılımcıların yaşamlarının daha fazla yönünü dikkate alan modellerle farklı faktörler için ayarlamalar yapıldı.
Kahve veya çay içmek ile bunama riski arasında benzersiz ilişki
Araştırmacılar, yüksek tansiyonu olan katılımcılar arasında kahve ile tüm nedenlere bağlı bunama arasında J şeklinde bir ilişki tespit etti. J-şekilli ve U-şekilli ilişkiler, hiç tüketilmemesi ya da yüksek tüketim seviyelerinden ziyade orta tüketim seviyelerinde daha düşük riske işaret eder.
Araştırmacılar, günde yarım ve bir fincan kahve içen yüksek tansiyonlu katılımcıların tüm nedenlere bağlı bunama geliştirme şansının en düşük olduğunu buldu. Bu durum, günde altı ya da daha fazla fincan kahve tüketen yüksek tansiyonlu bireylerle karşılaştırıldı.
Daha sonra, yüksek tansiyonu olan katılımcılar arasında çay içme ile tüm nedenlere bağlı bunama riski arasında U şeklinde bir ilişki tespit etti. Günde dört ila beş fincan çay içen katılımcılar, tüm nedenlere bağlı bunama için en düşük riske sahipti.
Çay ve kahve ile ilgili bu bulguların aksine, araştırmacılar yüksek tansiyonu olmayan katılımcılar arasında çay veya kahve içmek ile tüm nedenlere bağlı demans, Alzheimer hastalığı veya vasküler demans arasında herhangi bir ilişki bulamadı.
Çay ve kahveyi birlikte inceleyen araştırmacılar, günde dört ila beş fincan kahve ve altı veya daha fazla fincan çay içen yüksek tansiyonlu katılımcıların Alzheimer hastalığı ve tüm nedenlere bağlı demans geliştirme şansının en düşük olduğunu tespit etti. Bu durum, çay içmeyen ancak yine de günde altı veya daha fazla fincan kahve içen kişilerle karşılaştırıldı.
Bununla birlikte, araştırmacılar yüksek miktarda kafein tüketmenin zararlı olabileceğini ve hatta bunama riskini artırabileceğini belirttiler.
Son olarak, araştırmacılar kafein alımı ve demans riskine baktılar. Yüksek tansiyonu olan katılımcılar arasında kafein ile vasküler ve tüm nedenlere bağlı demans riski arasında U şeklinde bir ilişki buldular.
Yüksek tansiyonu olmayan katılımcılar arasında W şeklinde bir ilişki gözlemlediler; bu da belirli seviyelerde kafein tüketiminin azalan riskle ilişkili olduğunu gösterdi. Buna karşılık, bu seviyeler arasındaki miktar, artan risk ile ilişkilendirildi.
Ayrıca, kahve ve çay miktarları ile tüm nedenlere bağlı vasküler demans arasında anlamlı bir ilişki bulmanın, yüksek tansiyonu olan katılımcılar arasında yüksek tansiyonu olmayanlara göre daha olası olduğunu gözlemlendi.
Araştırmaya katılan uzmanlar; “Bu çalışmada, özellikle hipertansiyonu olan bireylerde kahve ve çay tüketimi ile demans gelişme riski arasında bir ilişki bulundu. Düşük-orta miktarda kahve tüketimi demans riskini azaltırken, günde 6 veya daha fazla fincan kahve tüketiminin, muhtemelen aşırı kafein alımına bağlı olarak, riski artırdığı görüldü” diyor.
Klinik açıdan bakıldığında, ileride yapılacak çalışmalar bu bulguları tekrarlarsa, demans riski taşıyan hastalara, özellikle de hipertansiyonu olanlara yönelik özel beslenme önerilerinin önü açılabilir. Ölçülü kahve veya çay tüketimine izin vermek, daha büyük bir önleme stratejisinin küçük ama etkili bir parçası olabilir. Bu çalışma, demans riskini azaltmak için hipertansiyonu kontrol altına almanın önemini vurgulamakta ve kafein alımı da dahil olmak üzere yaşam tarzı faktörlerinin bu riski modüle edebileceğini öne sürmekte.