Migren, şiddetli baş ağrısı atağı olarak biliniyor ancak sadece bu şekilde tanımlamak pek doğru olmaz. Genellikle beklenmedik bir şekilde gelen ve 4 ila 72 saat sürebilen migrene ne yazık ki aşırı mide bulantısı ve kusma, ışığa ve seslere karşı akut hassasiyet, bilişsel bozukluk, görme bozuklukları ve normal dokunmanın ağrılı olarak hissedildiği allodini gibi çeşitli rahatsız edici etkiler eşlik ediyor.
Bu kadar sık rastlanan ve hayatı ciddi derecede olumsuz etkileyen bu hastalığı önlemenin çaresi yok mu? Tedavi seçenekleri nelerdir? İşte bu konuda en sık başvurulan beş yaklaşımın listesi.
- İlaçlar: Migreni yönetmek için bir dizi reçetesiz (OTC) ve reçeteli ilaç kullanılır. Uzmanlar, migreni hafifletmek için alınan ilaçların, etkinliği en üst düzeye çıkarmak için atak başladığında mümkün olduğunca erken alınmasını tavsiye ediyor. Koruyucu ilaçlar bazen migreni olan kişilere de reçete ediliyor ancak bunların genellikle semptomatik olduğu ve migrenin kendisinden ziyade birlikte var olan koşullara uygun olduğu belirtiliyor.
- Takviyeler: Takviyeler, kolay temin edilebildiklerinden ve geleneksel ilaçlar kadar çok yan etkiye sahip olmadıklarından tercih ediliyor. B-2 vitamini gibi bazı takviyelerin migren ağrılarını hafiflettiği belirtiliyor. Koenzim Q10 ve magnezyumun diğer koruyucu ilaçlarla birlikte alındığında migren ataklarının hem şiddetini hem de sıklığını azaltabileceği söyleniyor. Araştırmalar, melatoninin migreni önlemede etkili olabileceğini ve daha az yan etki nedeniyle diğer koruyuculardan daha faydalı olabileceğini düşündürüyor.
- Nöromodülasyon tedavisi: Bu tedavi, merkezi sinir sisteminin çeşitli işlevlerini desteklemek veya bastırmak için beyni veya omuriliği uyararak çalışır. Bazen uyaranlar implante edilmiş cihazlar kullanılarak iletilir. Manyetik impulslar yoluyla beynin uyarılmasını içeren bu terapi, daha çok şiddetli ağrı veya nöbetlere neden olan kronik hastalıkları tedavi etmek için kullanılır.
- Meditasyon: Bazı araştırmalar, meditasyon yapmanın atak sıklığını azaltabileceğini ve bireylerin acıya karşı direncini artırabileceğini öne sürüyor. Meditasyon, stres ve acıyı hafifletmenin bir yolu olarak giderek daha fazla araştırılıyor. Araştırmalar, özellikle ruhsal meditasyonun, migren durumunda ağrıya toleransı artırabileceğini düşündürüyor. Bu konuda yapılan bir araştırma da mevcut. Yapılan bir araştırmada dört meditasyon türü karşılaştırıldı. Ruhsal meditasyon, içsel odaklı seküler meditasyon, dış odaklı seküler meditasyon veya aşamalı kas gevşemesi meditasyonlarını deneyenler arasında ruhsal meditasyon yapanların migren ataklarını daha az yaşadığı ve ağrı tolerans eşiğinin güçlendiği bulundu.
- Akupunktur: Akupunkturun da kronik ağrı için etkili bir alternatif tedavi olabileceği öne sürülüyor. JAMA’da (Amerikan Tabipler Birliği Dergisi) yayınlanan yakın tarihli bir makalede, akupunkturun, görme bozuklukları veya geçici bilişsel bozulmanın eşlik etmediği migrenler olan aurasız (yanıp sönen ışıklar gibi duyusal semptomları içermeyen) migrenlerin hem sıklığını hem de yoğunluğunu azaltabileceği belirtiliyor.
Yaşam tarzını bile etkileyebilen migren ile başa çıkmak için en sık uygulanan yöntemler bunlar. Bu yöntemleri denemeyi düşünebilirsiniz ancak önce mutlaka bir tıp uzmanına danışmanız gerektiğini hatırlatalım.
Kaynak: medicalnewstoday.com