Bundan yüzyıllar önce, tıbbın babası Hipokrat şöyle demiş: “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar. Bağırsak hasta ise vücudun geri kısmı da hastadır.” Öyleyse bağırsaklarımızı mutlu edersek, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilir miyiz? İşte bağırsaklar ve iyi mikroplarla ilgili önemli bilgiler!
İnsan bağırsağında trilyonlarca mikrop bulunuyor ve bunlar da bağırsak mikrobiyotasını oluşturuyor. Doğal bağışıklık ve probiyotiklerle ilgili pek çok bulguyu sunan Élie Metchnikoff, 1907’de, yoğurttaki canlı bakterilerin sağlık yararlarını detaylandıran bir kitap yayınladı. Ancak bağırsak mikrobiyotası (veya mikrobiyomu) üzerine yapılan araştırmalar yaklaşık 100 yıl sonra gelişti ve hız kazandı. Şimdiye kadar yapılan kapsamlı araştırmalar, 11 bağırsak mikrobiyota ekseni tanımladı: Mikrobiyota-bağırsak-beyin, karaciğer, adipoz doku, kalp, kemik, akciğer, tiroid, pankreas, böcek ve göz eksenleri. Bağırsak mikropları bağırsağın kendisini de etkilediğinden bu rakam 12’ye yükseliyor.
Bağırsaklar ikinci beynimiz (mi?)
Son yıllarda bilim dünyasından yükselen bir ses bağırsaklar için “ikinci beyin” tanımlamasını yaptı. Sizce bu bir tesadüf olabilir mi? Hipokrat’ın yanı sıra, Elie Mettchinkoff’un “Ölüm bağırsakta başlar” ve İbn-i Sina’nın “Can bağırsaktadır” sözleri akla gelince, tesadüf olmadığını söylemek mümkün. Peki, neden böyle demiş olabilirler? New York Columbia Üniversitesi’nde görevli Nörobilimci, Anatomi ve Hücre Biyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Michael Gershon da bağırsaklara “İkinci Beyin” dedi. Gershon, 1998’de yayımlanan “The Second Brain (İkinci Beyin)” adlı çığır açan kitabında, bağırsakların hücre tiplerinin, etken maddeleri ve reseptörlerinin beynin bir kopyası olduğunu yazdı. Hatta, daha da ileri giderek, beyinde üretildiği düşünülen serotonin, dopamin, noradrenalin gibi nörotransmitterlerin aslında bağırsakta üretildiğini söyledi.
Nöroloji ve beslenme doktoru Dr. Natasha Campbell-McBride ise, otizm tanısı konulan oğlunu iyileştirmek için yaptığı araştırmalar sırasında bağırsaklarla beyin arasında ilişki olduğunu bundan tam 20 yıl önce keşfetti. Her ne kadar doktor arkadaşları, otizmin tedavisi bulunmadığı konusunda inandırmaya çalışsalar da Dr. Natasha Campbell-McBride bunu kabul etmedi çünkü ona göre iyileştirilemeyen bir hastalık/bozukluk yoktu. Onun bu inadı yalnızca otizme değil, bağırsak kaynaklı yüzlerce kronik hastalığa çare bulunmasına destek oldu.
Bağırsaktaki kötü mikroplar hangi hastalıklara yol açabilir impotenzastop.it?
1- Beyin: Depresyon, hafıza bozukluğu, anoreksi, bağımlılık, Parkinson ve Alzheimer hastalığı, otizm ve şizofreni.
2-Karaciğer: Alkol ya da farklı sebeplerden kaynaklanan karaciğer sorunları, karaciğer yağlanması ve siroz.
3- Yağ veya yağ dokuları: Obezite ve karaciğer yağlanması.
4-Kalp: Ateroskleroz ve konjestif kalp yetmezliği.
5-Deri: Akne, atopik dermatit ve sedef hastalığı.
6-Kemik: Osteoporoz.
7-Akciğerler: Alerjiler, astım, kistik fibroz ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı.
8-Tiroid: Otoimmün tiroidit.
9-Pankreas: Tip 1 ve 2 diyabet
10-Böbrekler: Kronik ve diyabetik böbrek hastalıkları.
11-Gözler: Otoimmün üveit ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu.
12-Bağırsak: İrritabl bağırsak sendromu, iltihaplı bağırsak hastalıkları
Bağırsağın iki kardeşi: Probiyotik –Prebiyotik
Bağırsakla ilgili iki önemli başlık olan Probiyotik ve prebiyotik çok karıştırılıyor ama birbirlerinden farklılar. Yeterli miktarda yenildiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik deniyor. Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını sağlayan veya aktivitesini artıran maddelere ise prebiyotik deniyor. Probiyotikler, sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı oluyorlar ancak tek başlarına bir işe yaramıyorlar. Bunu yapabilmeleri için prebiyotiklere ihtiyaçları var. Sağlıklı bağırsaklara sahip olmak içi probiyotik ve prebiyotik içeren gıdaları tüketmek önemli. Böylelikle bağırsaklarınız için mutluluğun kapılarını açabilirsiniz.
Kaynaklar:
Gut Microbiota: An Entity That Connects to Distant Organs
https://medium.com – http://docs.neu.edu.tr