“Mutluluğun sırrı” yazıp Google’da bir arama yaptığınızda 7,5 milyon sonuçla karşılaşıyorsunuz. Pek çok insan bu sorunun yanıtını arıyor; oysa Harvard’ın bir araştırmasına göre bu yanıt bulundu bile…
Harvard Üniversitesi tarafından yapılan Grant ve Glueck isimli araştırma, 75 yıl süresince yaşamlarının farklı dönemlerinde 724 katılımcının incelenmesi ile gerçekleştirildi. Bu araştırmaya göre mutlu ve anlamlı bir hayat sürmenin anahtarı ilişkilerimiz.
İyi ilişkiler mutluluk kaynağı
Harvard Yetişkin Gelişimi Çalışması’nın direktörü Robert Waldinger, “75 yıllık araştırmadan çıkan en net mesaj şu: İyi ilişkiler bizi hem daha mutlu hem daha sağlıklı tutuyor” diyor. Başka bir deyişle duygusal, fiziksel ve zihinsel olarak yaşam kalitemiz doğrudan ilişkilerimizin kalitesine bağlı. Ancak burada bir tuzak da yok değil… Hayatımızda bize öğretildiği gibi çok insan tanımak yeterli değil. İlişkilerdeki gerçek memnuniyet, hakiki bağ kurmaktan geçiyor. Bu bağı yaratmanın da en iyi yolu, bizim “pozitif heves” dediğimiz olguda oluşuyor. Pozitif heves, başkalarının hayatını güzelleştirmek için küçük deneyimler yaratma becerisi anlamına geliyor.
Rahatsız edici gerçek
İlişkilerin önemli olduğunu anlamak için 75 yıllık bir araştırmaya mı ihtiyaç var? Tabii ki hayır, çoğumuz bunu biliyoruz. Peki neden hayatımızda en önemli ilişkilerimize bile hak ettiği önceliği ve hürmeti vermede zorlanıyoruz? Örneğin neden stres altında, bir yabancıya yapamayacağımız şekilde eşimize kaba davranma eğiliminde oluyoruz? Ya da yeni bir iş kurarken en yakın arkadaşlarımızı aramayı unutup haftada 60 saat çalışmayı seçiyoruz? İş hayatından bahsetmişken, neden iş ilişkilerimizi derinleştirmek için çabalamıyoruz? Belki onlar bize yepyeni kapılar açabilir. Neden sürekli aynı hatalara düşüyoruz?
Hayatta pek çok konuda teslim tarihleri ve aciliyet varken, ilişkilerde bu söz konusu değil de ondan… Bu nedenle de çoğunlukla hayatımızın bu en önemli parçasını, ilişkilerimizi, “en doğru ve müsait zaman gelene” kadar ihmal ediyoruz.
İyi haber ise şu: Bu derin ve anlamlı ilişkileri kurmak sandığınız gibi zamanınızı harcayan ya da gözünüzü korkutacak kadar zor bir şey değil. Sadece bir alışkanlık edinerek, her gün bu ilişkileri oluşturabilirsiniz.
İşin sırrı hayatı güzelleştirmek
İlişkilerde sadece karşı tarafı tanımak, hakiki bir bağ için yeterli olmuyor. Bu ilişkilere emek harcamak gerekiyor. Sadece ilişkinin varlığı size kendinizi mutlu ya da tatminkar hissettiremiyor, bu ilişkideki karşılıklı iletişim hayatı daha yaşanır kılıyor. Örneğin yakın arkadaşınıza ya da eşinize yazdığınız bir “Sana ne kadar değer verdiğimi bilmeni istiyorum” mesajı ya da patronunuzdan aldığınız “Vizyonumuz için bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim” maili ilişkinin doyumunu artırıyor. Her seferinde hayatında önemli olan insanlara küçük jestler yapmak, el yazısıyla bir not vermek, ufak bir hediye almak ilişkilerin daha güçlü ve güvende ilerlemesini sağlıyor.
Pozitif düşüncenizi dile getirin
Pozitif heves derken bahsettiğimiz, pozitif bir duygunuz oluştuğunda bunu dile getirmeniz. Bu zamanla bir alışkanlık haline gelecek zaten… Bu pozitif paylaşımları, istediğiniz her an, her yerde ve herkesle yapabilirsiniz. Bu şekilde karşınızdaki insanı mutlu edeceksiniz ve bu aranızdaki ilişkinin de mutluluğunu artıracak. Yani aslında yaptığınız tüm bu pozitif hareketler size daha çok tatmin ve mutluluk olarak geri dönecek.
Minnettarlık Ziyaretleri
Pozitif psikoloji hareketinin kurucusu Dr. Martin Seligman, Pennsylvania Üniversitesi’ndeki çalışmalarında bir minnettarlık ziyaretleri konsepti oluşturdu. Bu çalışmalarda katılanlardan hayatlarındaki önemli bir kişiye 300 kelimelik minnet içeren bir mektup yazmaları isteniyor. Ardından yazdıkları kişiyi ziyaret ederek mektubu birlikte okuyorlar. Bu size çok basit bir düşünce gibi gelebilir ama sonuçları çok etkili oluyor. Katılımcılar bu ziyaretler sonrası bir ay boyunca daha mutlu olduklarını ve depresif ruh hallerinden çıktıklarını aktarıyor. Bu kadar basit bir eylem, bir mektup yazma bile aslında minnet ve sevgi duyduğumuz kişilerle karşılıklı iletişime geçtiğimizde, bunun mutluluğumuza nasıl artı getirisi olduğunu gösteriyor.