Yaz geldi, incecik elbiseler içerisinde kilolarımızı gizlemek de haliyle zorlaştı. Vakit alınan kiloları verme vaktidir, deyip sağlıksız yollara başvurmayın. Aç kalmadan ve sağlığınızdan olmadan kilo vermek de mümkün!
ışın alınan kiloları vermek için her yaz başı hummalı bir koşuşturma başlıyor. En çok hangi diyet yaktırıyor? Hangi spor daha etkili? Yağları parçalayan yeni cihazı duydun mu? Arkadaş toplantılarında, dost meclislerinde bile konu dönüp dolaşıp nasıl kilo verileceğine geliyor. Türlü türlü diyetler deneniyor kimi zaman ise sağlıktan bile olunuyor. Peki ama üzerine kitaplar, makaleler yazılan, programlar çekilen kilo verme konusunda siz ne yapıyorsunuz? Bizden size tavsiye hangi diyeti uygularsanız uygulayın, hangi sporu yaparsanız yapın temel amacınız sağlıklı bir şekilde kilo vermek olmalı. Aksi taktirde hem verdiğiniz kiloları kolayca geri alırsınız hem de sağlığınızdan olursunuz.
Yağ masum olabilir mi?
Kilosundan memnun olmayan herkesin ortak cümlesi “benim fazla yağlarım var.” Peki ama hepimizin şikayetçi olduğu yağ aslında nedir ve vücudumuz neden yağa ihtiyaç duyar? Tüm canlılar gibi insan da yaşamını devam ettirebilmek için enerjiye gereksinim duyar. Kasların hareket etmesi için ihtiyacı olan enerjinin bir kısmını yağlardan aldığını belirten Türkiye Fizyoterapistler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fizyoterapist Furkan Aksungur, “Vücudunuz yağ depolarına aldığınız fazla kalorileri, normal metabolizma gereksiniminizden artanlar ile inşa eder” diyor.
Sandığımızın aksine yağlar normal sınırlar arasında olduğu sürece vücudun sağlıklı işleyişinde önemli rol oynuyor. Peki ama eğer vücudumuzda gerekenin çok daha üzerinde yağ miktarı varsa? İşte bu tam da bu noktada devreye diyet ve spor takviyesi giriyor. Çünkü vücudu normal değerlerin üzerinde (kadınlarda yüzde 30, erkeklerde yüzde 25) yağ oranına sahip biri zamanla kalp damar hastalıklarından diyabet ve obeziteye kadar pek çok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalıyor.
Bu nedenle sporu yaşam rutinimize dahil etmek son derece önemli. Ama bilinçli bir şekilde. Yağ yakmak için yapılması gereken ilk şeyin kişinin kendisine özgü bir egzersiz programı oluşturması olduğunu bunun yanında yağların vücut için öneminin ve vücudun yağları kullanım mantığının doğru bir şekilde anlaşılması gerektiğini de söyleyen Aksungur, “Yağ yakımı için kuvvet antrenmanları tercih edilebileceği gibi daha spesifik olarak aerobik egzersizler de denenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir tablo ortaya çıkmaktadır. Yağ yakmak için nabzın yükselmesi ve vücudun enerji açığını fark etmesi gerekmektedir. İlk tüketilen besinlerden olan karbonhidrat stokları yağ depoları ile eşlenik harcanır. Yani siz egzersize başladığınızda yağ yakımı da artış gösteren bir şekilde başlamıştır” şeklinde konuşuyor.
Egzersiz, ama ne kadar?
Egzersiz yaparken ancak 20. dakikadan sonra yağ yakmaya başlarsın. Hepimize yıllardır adeta ezberletilen cümle bu değil mi? O zaman o cümleyi rafa kaldırma vakti geldi de geçiyor. Çünkü bu inanış bilimsellikten uzak. Bu teorem 1910 yılında Lauri Pikhala tarafından öne sürülen 20 saniye antrenman ve 10 saniyelik dinlenme periyotlarından oluşan ve adına HITT dediği bir egzersiz programının sonuçları ile çürütüldü. Ayrıca Avustralya’da yapılan bir çalışma da 20 dakika boyunca 12 saniye depar 8 saniye dinlenme şekline spor yapan kadınların, 40 dakika koşu bandı ile kardiyo yapan kadınlara göre 6 kat fazla yağ kaybettiğini ortaya koyuyor. Yine Tokyo Enstitüsü de Tabata adı verilen 4 dakikalık bir egzersiz programı ile uzun soluklu birçok antrenman programlarının çok daha üzerinde bir yağ yakımı sağlandığını ispatladı.
Uuzn süre ara vermeden yapılan egzersizler sağlık açısından da pek çok riski beraberinde getirebilir. Aerobik egzersiz başlığı altında yapılan tüm egzersiz çeşitlerini saatlerce yapmak yerine 30 dakika boyunca uygulanmasının yeterli olduğunu belirten Furkan Aksungur, koşu bandında saatlerce yapılan bir koşunun kalbe kontrolsüz bir yük bindireceğine ve dolayısıyla kalp rahatsızlıklarına neden olabileceğine de vurgu yapıyor.