Bir bilgiyi en iyi nasıl bir ortamda hatırladığınızı hiç düşündünüz mü? Bazı psikologlar, bilgiyi öğrendiğimiz ortamda daha iyi hatırladığımıza inanıyor ve bunu “bağlam bağımlı bellek” diye tanımlıyor.
1975’te fırtınalı bir yaz gününde İskoçya’nın Oban sahili oldukça garip bir manzaraya sahne oldu. Tam tüplü teçhizatlı bir grup dalgıç, bir dizi rastgele kelime okuyordu. Stirling Üniversitesi psikologları Duncan Godden ve Alan Baddeley tarafından yapılan ilginç bir çalışmanın katılımcıları olan bu dalgıçlardan 36 kelimelik bir liste öğrenmeleri istendi. Listenin yarısı karada, yarısı ise su altında öğrenilecekti. Ertesi gün psikologlar, dalgıçlardan sözleri hatırlamalarını istedi. Yarısı kelimeleri öğrendikleri yerde, yarısı da alternatif ortamda hatırlamaya çalıştı. Godden ve Baddeley, insanların kelimeleri farklı bir ortamda hatırlamaya çalıştıklarında sadece 8,5 kelimeyi hatırladıklarını buldular. Ancak, konumlar aynı olduğunda bu sayı 12,5 kelimeye çıktı. Bu, hatırlamada %46’lık bir gelişme demekti.
Bu ilginç deney, “bağlam bağımlı bellek” konusunda ilk çalışma değil elbet. Hatta 17. yüzyılda filozof John Locke tarafından yapılmış bir o kadar tuhaf başka bir çalışma daha var. Lock, kendine özel bir sandığın bulunduğu bir odada dans etmeyi öğrenen bir ergen vakasını rapor etmiş. Buna göre mükemmel bir şekilde dans edebilmesine rağmen kişi, ancak o sandık oradayken bunu yapabiliyormuş.
Bu örnekler oldukça atipik aktiviteleri içeriyor diyebilirsiniz. Acaba sonuçlar daha sıradan, günlük ortamlarda da geçerli mi? 1998’de Lowa Eyalet Üniversitesi’nden Harry Grant bunu öğrenmeye karar verdi. 39 katılımcıyla bir çalışma yaptı ve onlardan sessiz bir kütüphanede veya gürültülü bir kantinde bir makale okumalarını istedi. Katılımcılar okumayı bitirdikten iki dakika sonra makaleyle ilgili bir test yapıldı. Katılımcıların yarısı testi aynı ortamda yaptı, yarısının ise yeri değiştirildi. Sonuçlar orijinal çalışmayla uyumluydu. Ortalama olarak, katılımcılar öğrenme ve hatırlama ortamları farklı olduğunda 10 üzerinden 5 puan aldı. Yerler aynı olduğunda aldıkları puan 6,5’e yükseldi. Bu %29’luk bir gelişme demekti. 2001’de Texas A&M Üniversitesi’nden Steven Smith de konuyla ilgili 75 çalışmanın meta analizini yaparak öğrenme ve hatırlama ortamları aynı olduğunda hafızanın sürekli olarak daha iyi olduğunu ortaya koydu.
Bu çalışmaların temelinde yatan nokta, bilgiyi duyduğumuz, öğrendiğimiz yere benzer bir ortamda hatırlama ihtimalimizin daha yüksek olmasıdır. Ancak bazı psikologlar, bağlam bağımlılığının sadece yerle ilgili olmadığını savunuyorlar, çünkü aynı etki duygularla da ortaya çıkıyor. Örneğin iyi bir ruh halindeyken, mutlu olduğumuzda öğrendiğimiz şeyleri hatırlamamız daha olasıdır. Bu bilgiler günlük hayatta bir şeyler öğrenmeye çalışırken işinize yarayabilir.
Kaynak: https://www.marketingweek.com/