Kilolu çocukların çoğu Asya ve Afrika’da yaşıyor.
Toplumlar arasındaki beslenme kaynaklı eşitsizlikler, sosyal eşitsizlikler arasında en kritik olanı. Araştırmacılar, bunun başlıca nedeninin ucuz, kilo aldırıcı gıdaların yaygın bir şekilde bulunabilmesi ve teşvik edilmesi olduğunu belirtiyorlar. Bu, yalnızca bazı bölge ve ülkeler arasında değil, küresel bağlamda tüm dünya için riski yüksek bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Obezite kişilerin bilinçsiz, yanlış beslenme alışkanlıklarının ve sosyoekonomik bakımından kaliteli hayat yaşayamamalarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Toplumların bir kısmı yeterince gelir elde edemediğinden açlık ve yetersiz beslenme kaynaklı obezite bu toplumlarda daha fazla görülüyor.
Yeni yapılan bir araştırma, son 40 yılda çocuklarda obezite oranının 10 kat arttığını ve dünya genelindeki 124 milyon kız ve erkek çocuğunun fazla şişman olduğunu bize gösteriyor. Dünya Obezite Günü’nde yayımlanan bu araştırmanın dışında, Dünya Obezite Federasyonu da obezitenin artacağı uyarısında bulunuyor. OECD’ye göre 2014’te çocuklarda obezitenin en çok görüldüğü ülke yüzde 31 ile ABD idi. Pek çok insan, fazla kilolu çocukların yalnızca zengin ülkelerde bulunduğunu ve yoksul ülkelerdekilerin bir deri bir kemik kalmış çocuklar olduğunu düşünüyor. Oysa dünyadaki beş yaşın altındaki aşırı kilolu çocukların yüzde 27’si Afrika’da ve yüzde 48’i Asya’da yaşıyor. DSÖ, 2020’de aşırı kilolu veya obeziteye sahip 5 yaşın altında 39 milyon çocuğun olduğunu tahmin ediyor.
Pandemi her şeyi tuhaf bir döngüye soktu. Yoksul ülkelerdeki aksaklıklar, en çok birlikte kalabalık şekilde yaşayan aileleri vurdu. 2020-21 pandemi karantinaları sırasında evde mahsur kalan milyonlarca küçük çocuk için durum daha kötü sonuçlar doğurdu. Erken çocuklukta oluşan kötü beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıkları, ergenlik boyunca ve yetişkinlikte de devam etme eğiliminde olduğundan, küçük yaşta çekilen açlık, çocuğun daha sonra hızlı kilo alma riskini artırdığı için işleri daha da kötüleştirdi.
Zengin ülkelerdeki çocukluk çağı obezitesi de yoksul kesimdeki ailelerde yoğunlaşıyor. Yoksul ülkelerde bu bir orta sınıf sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ortalama gelir yükseldikçe, daha fazla çocuk aşırı kilolu bölgeye geçiyor. Pek çok yoksul ülke, yetersiz beslenme ve obezitenin neden olduğu çifte salgın durumu ile karşı karşıya kalıyor.
2022 ve sonrasında daha çok ülkenin, çocukların yaşadığı “obezojenik” ortamları değiştirmek için daha fazla çaba sarf etmesi gerekiyor. Okul temelli egzersiz ve beslenme programlarını yenilemeleri ve obeziteyi kişisel bir başarısızlıktan ziyade bir hastalık olarak ele almaya başlamaları gerekiyor.
Çocuklar için işler ne kadar erken tersine çevrilebilirse, daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu bir hayatın tadını çıkararak büyüme şansları o kadar yüksek olur.
Kaynak:
www.economist.com
www.euro.who.int
www.thelancet.com
www.medikalakademi.com.tr