Şişmanlığa karşı verilen mücadele beklenmedik bir müttefik ortaya çıktı: Tombul tekir kediniz. Yeni bir çalışma, aşırı kilolu kedilerin insan obezitesini anlamanın ve potansiyel olarak tedavi etmenin anahtarı olabileceğini öne sürüyor. Ve her şey bağırsaklarında yaşayan küçük mikroplara bağlı.
Araştırmacılar, tombul kedilerin kalori kısıtlaması yoluyla kilo verdiklerinde, bağırsak mikrobiyomlarında – sindirim sistemlerinde yaşayan geniş bakteri topluluğu – önemli değişiklikleri tetiklediğini keşfetti. Bu değişiklikler, kilo kaybı sırasında insanlarda meydana gelenlerle çarpıcı bir benzerlik taşıyor ve diyet, bağırsak bakterileri ve obezite arasındaki karmaşık ilişkiye önemli bir bakış sunuyor.
Kedilerde kilo verme programından elde edilen bulgular
Scientific Reports dergisinde yayınlanan çalışmada, yedi aşırı kilolu kedi dikkatle kontrol edilen bir kilo verme programından geçerken takip edildi. Kediler 16 hafta boyunca dört diyet aşamasından geçtiler; bu aşamalar arasında sıkı bir diyet dönemi de vardı.
Bilim insanları, aşırı kilolu kedilerdeki bağırsak bakterilerinin insanlarda da mikrobiyom ve obezite arasındaki ilişkiye ışık tutabileceğini söylüyor. Süreç boyunca araştırmacılar kedilerden dışkı örnekleri toplayıp analiz ederek bakteri popülasyonlarında ve bu bakterilerin ürettiği moleküllerde değişiklikler aradı. Buldukları şey hem şaşırtıcı hem de potansiyel olarak çığır açıcıydı.
Kediler kilo verdikçe, bağırsak bakterileri önemli ölçüde değişti. En önemlisi, “propiyonik asit” adı verilen kısa zincirli bir yağ asidinde belirgin bir artış oldu. Bu bileşiğin diğer memelilerde iştahı düzenlediği, yağ birikimini azalttığı, obezite ve diyabete karşı koruma sağladığı biliniyor.
İnsanlarla bağlantısı nedir?
Propiyonik asitteki artış, Prevotella 9 copri adı verilen belirli bir bakterideki artışla ilişkilendirildi. İlginç bir şekilde, aynı bakteri insanlarda kilo kaybı ve kan şekeri kontrolünde iyileşme ile ilişkilendirilmişti.
Kilo kaybı sırasında kedi ve insan bağırsaklarında meydana gelen değişiklikler arasındaki bu paralellikler, çalışmayı bu kadar heyecan verici kılıyor. Gelişmiş ülkelerde kedilerin tahmini %60’ının aşırı kilolu ya da obez olması – insan obezite oranlarındaki endişe verici eğilimleri yansıtıyor – kedi dostlarımız bu yaygın sağlık sorununu incelemek için ideal modeller olarak hizmet edebilir.
Gelecekte bağırsak merkezli obezite tedavileri için umut
Bu araştırmanın sonuçları veterinerlik dünyasının çok ötesine uzanıyor. Bağırsak bakterilerinin kedilerde kilo kaybını nasıl etkilediğini anlayarak, bilim insanları insan obezitesiyle mücadele için yeni stratejiler geliştirebilirler. Bu, potansiyel olarak probiyotik takviyeleri veya faydalı bağırsak bakterilerini ve propiyonik asit üretimini artırmayı amaçlayan diyet yaklaşımlarını içerebilir.
Bağırsak bakterileri ve obezite arasındaki karmaşık ilişki hakkında hala öğrenilecek çok şey olsa da çalışma bulmacanın önemli bir parçasını sunuyor. Yeni kilo verme tedavilerinin kilidini açacak anahtarın düşündüğümüzden daha yakın olabileceğini gösteriyor; belki de kucağınızdaki mırlayan arkadaşınız kadar yakın.
Bu nedenle, bir dahaki sefere kedinizin kum kabını karıştırdığınızda, atıklardan daha fazlasına bakıyor olabileceğinizi unutmayın. Evcil hayvanınızın bağırsaklarının mikroskobik sakinleri, zamanımızın en acil sağlık sorunlarından birinin üstesinden gelmek için büyük sırlar saklıyor olabilir.
Metodoloji
Araştırmacılar, aşırı kilolu yedi kedi üzerinde 16 haftalık bir çalışma yürüttü ve onları dört farklı diyet aşamasından geçirdi. Başlangıçta, kedilerin iki hafta boyunca ticari kedi mamasıyla serbestçe beslenmelerine izin verildi. Bunu, özel olarak formüle edilmiş bir kilo verme diyetine bir hafta boyunca sınırsız erişim izledi. Çalışmanın özü, haftada vücut ağırlığında %1-2’lik bir azalma hedeflenerek, kilo verme diyeti kullanılarak 11 haftalık dikkatle kontrol edilen kalori kısıtlamasını içeriyordu. Son olarak, kediler iki hafta boyunca orijinal bakım diyetlerine geri döndüler. Bu süreç boyunca araştırmacılar kedilerden dışkı örnekleri topladı. Bu örnekler, mevcut çeşitli bakteri türlerini tanımlamak ve miktarını belirlemek için gelişmiş DNA dizileme teknikleri kullanılarak analiz edildi. Ayrıca, dışkıda propiyonik asit başta olmak üzere kısa zincirli yağ asitlerinin seviyeleri ölçüldü.
Sonuçlar
Çalışma birkaç önemli bulgu ortaya koydu. Beklendiği gibi, kediler kalori kısıtlaması aşamasında başarılı bir şekilde kilo verdi. Daha da önemlisi, bu kilo kaybına kedilerin bağırsak bakteri popülasyonlarında kayda değer değişiklikler eşlik etti. Önemli bir keşif, kilo kaybı döneminde kedilerin dışkılarında bulunan propiyonik asit seviyelerindeki artıştı. Kediler normal diyetlerine döndüklerinde, bu değişikliklerin çoğu tersine dönmeye başladı ve diyet ile bağırsak mikrobiyom bileşimi arasındaki doğrudan ilişkiyi vurguladı.
Çıkarımlar
Bu çalışma, kedilerde kalori kısıtlamasına bağlı kilo kaybının bağırsak bakterilerinde faydalı değişikliklere yol açtığına dair ikna edici kanıtlar sunuyor. Propiyonik asit ve Prevotella 9 copri’de gözlenen artışlar özellikle dikkat çekici, çünkü kilo kaybı sırasında insanlarda da benzer değişiklikler görülüyor. Bu paralellikler, evcil kedilerin obeziteyi incelemek ve potansiyel mikrobiyom temelli tedaviler geliştirmek için mükemmel modeller olarak hizmet edebileceğini gösteriyor. Gelecekteki çalışmalar, muhtemelen probiyotik takviyeleri veya özel diyet müdahaleleri yoluyla bu yararlı bakteriyel değişiklikleri teşvik etmenin yollarını araştırabilir.
Kaynak: https://studyfinds.org/