Balıklı gölleri ve kaplıcaları ile ünlü ülkemizde balıkların yardımıyla tedavi yöntemine epey aşinayız. Peki ya balıklı pediküre?
İhtiyoterapi olarak bilinen balık pedikürleri, insanlara yumuşak bir cilt kazandırmayı amaçlayan bir ayak bakımı türü olarak popülerleşmeye başladı. Uygulamanın nasıl yapıldığını tahmin etmek pek de zor değil. Pedikür sırasında, içi su dolu kapta bulunan minik “doktor balıkları” ayaklarınızdaki ölü deriyi yiyerek temizliyor. Pedikürde kullanılan garra rufa gibi tatlı su balıkları da zaten Türkiye’nin kadim sağlık merkezleri olan kaplıcalarda yaşıyor. Bir kısmı da Orta Doğu’dan geliyor. Ayaklarınızdaki ölü derilerin minik balıklar tarafından kemirilmesi sizi gıdıklamıyor ya da ürpertmiyorsa bu pedikür türü tam size göre olabilir.
Gelelim ayrıntılara… Balık pedikürü sırasında önce ılık suyla durulanan ayaklar balıklarla dolu bir kaba alınıyor. Hemen göreve başlayan doktor balıklar ayak topuklarından, tabanlarından ve parmaklarından ölü deriyi kemirerek temizliyor. Ayaklarınızı sudan çıkarıp kuruladıktan sonra ilgili teknisyen kalan ölü deriyi çıkarıp ayak tırnaklarını kesmek veya törpülemek gibi pedikürün diğer işlemlerini yapıyor.
Balık pedikürünün potansiyel faydaları
Geleneksel pedikürlerde olduğu gibi, balık pedikürleri de ölü ayak derisini çözer ve nasırları azaltabilir. Bu, cildin daha yumuşak hissetmesini sağlayabilir ve ayakların görünümünü iyileştirebilir.
Garra rufanın sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olabileceği yönünde iddialar olduğunu da hatırlatalım. Türkiye’deki Kangal Balık Pınarı’nda banyo yapmanın faydalarını inceleyen bir çalışma, 21 gün boyunca günde iki kez kaplıcalarda yıkanan katılımcılarda sedef hastalığı semptomlarının önemli ölçüde iyileştiğini buldu. Ayrıca tedaviden sonra hastalığın görülmeme süresi yani remisyon dönemi, topikal steroid gibi ilaçlı kremlerin sağladığından daha uzun oldu. Ancak bunun küçük bir çalışma olduğunu unutmamak lazım. Henüz bilimsel olarak sağlanan faydanın neden kaynaklandığı tam olarak bilinmiyor. Garra rufa balığına bağlı olsa da, kaynak suyundaki mineraller veya güneşten gelen UV ışığı gibi diğer faktörler de iyileşmede rol oynayabilir.
Riski var mı?
Garra rufa balıklarının dişleri yoktur bu nedenle kemirmeleri genellikle kanamaya neden olmaz. Ancak pahalıdırlar ve Türkiye’de korunan bir türdür. Bu nedenle balık pedikürü hizmeti sunanlar balıkları Doğu Asya’dan almayı tercih edebilir. İşin riskli tarafı ise garra rufa balığına çok benzeyen ‘cyprinion macrostomus’ adlı başka bir balık türünün kullanılabilmesi. Çene balığı olarak adlandırılan bu balıklar da ölü deriyi yerler ama dişleri vardır. Bu, kanamaya neden olabilecekleri anlamına gelir. Balık pedikürü ile ilgili genel enfeksiyon riski genel olarak çok düşük görünüyor. Aynı balığın birçok kişi için iş başında olduğunu düşünecek olursak, tedbiri elden bırakmamak lazım. Bu risk nedeniyle özellikle de zayıf bir bağışıklık sistemi, diyabet veya başka bir ciddi sağlık sorunu olan kişilerin balık pedikürü yaptırmaması gerektiğini hatırlatalım. Genel olarak da balık pedikürü yaptırmayı düşünen herkesin bunu önce bir doktora danışması en doğrusu olacaktır.
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/