Yemeğin tadına bakmadan tuz ekleyenlerden misiniz? Bu alışkanlığınızı hemen bırakmanızı öneririz çünkü bu daha kısa bir hayat anlamına gelebilir. Bu iddiayı ortaya koyan ABD’deki Tulane Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma. Çalışma, yemeklere tuz eklemeyi alışkanlık haline getiren kişilerin, nadiren tuz ekleyenlere göre %28 daha yüksek erken ölüm riski taşıdığını gösteriyor. Neyse ki tuz eklemek, değiştirilebilecek bir davranış. Nedenlerini iyice anlamadan bırakmam diyorsanız, buyurun ayrıntılara…
Öncelikle tuz ile ilgili yapılan ve farklı sonuçlar ortaya koyan başka çalışmalar da var elbette. Bazı araştırmalar yüksek tuz veya sodyum klorür alımının, yüksek kan basıncı ve artan kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Hatta tuz tüketimi ile tüm nedenlere bağlı ölümler arasında doğrusal bir ilişki olduğunu öne süren çalışmalar da var. Ancak şunu söylemeliyiz ki tuz alımı ve ölüm oranı arasındaki ilişki hakkındaki veriler çelişkili. Örneğin, belirli yaş gruplarında yapılan çalışmalardan bazıları, hem düşük hem de yüksek sodyum alımının artmış ölüm riski ile ilişkili olduğunu düşündürüyor. Bu çelişkili verilerin önemli bir nedeni, sodyum alımını doğru bir şekilde değerlendirmedeki zorluk. Günlük sodyum alımını tahmin etmek için beslenme anketlerini veya gıda kayıtlarını kullanan araştırmalar, tüketilen gıda miktarının ve içerisindeki sodyum oranının doğru bir şekilde ölçülememesi ve katılımcıların çeşniler veya sofra tuzu kullanımını bildirmemesi nedeniyle hataya açık.
İşte bu nedenlerle Tulane Üniversitesi’nde yapılan çalışma, tuz alım miktarını değil, bireylerin yiyeceklerine ne sıklıkla tuz ekledikleri ile ölüm riski arasındaki bağlantıyı değerlendirdi. Üstelik bu çalışma, sağlık verilerini Biobank veri tabanıyla paylaşan ve yaş ortalaması 57 olan yarım milyondan fazla kişinin verilerinden oluştu. Araştırmacılar, katılımcıların pişmiş yemeklere ne sıklıkla tuz eklediğini belirlemek için öncelikle bir anket kullandı. Yanıtlar ‘hiçbir zaman/nadiren’, ‘bazen’, ‘genellikle’ ve ‘her zaman’ şeklinde kategorize edildi. Banketin yanı sıra idrar örneklerini de değerlendiren araştırmacılar, tuz ekleme sıklığı ile idrardaki sodyum konsantrasyonu arasında pozitif bir ilişki buldular. Peki ölüm riski nasıl belirlendi derseniz; yaklaşık dokuz yıl boyunca katılımcıların ölüm verileri takip edildi. 75 yaşın altındaki ölümleri erken olarak sınıflandıran araştırmada, yiyeceklerine hiç tuz eklemeyen veya nadiren tuz ekleyen bireylerle karşılaştırıldığında, yiyeceklere her zaman tuz ekleyenlerin yaşam beklentisinin kadınlarda 1,5 yıl, erkeklerde yaklaşık 2,3 yıl kısa olduğu sonucuna varıldı.
Yüksek tuz ekleme sıklığı özellikle kanser ve kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle erken ölüm riskini artırıyor. Şunu da hatırlatalım, kardiyovasküler hastalık alt tipleri arasında, tuzlu yiyenler koroner kalp hastalığı nedeniyle değil, inme sonucu hayata erken veda ediyor.
Anlaşılan o ki söz konusu tuz olunca tedbiri elden bırakmamak lazım. Yemekleri fazla tuzlu pişirmenin masaya koyulan tuzdan daha önemli bir rol oynayabileceğini de akılda tutmakta fayda var. Bu nedenle genel olarak fazla tuz tüketim alışkanlığını değiştirmek en doğrusu olacak.
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/