Seyahat etmek yaşantımıza renk katarken dinlenmemizi de sağlar. Farklı bölgeleri ve kültürleri tanımak ufkumuzu genişletir. Tabii bütün bunları sağlığımız yerindeyken yapabiliriz. Seyahat esnasında sağlığımızı korumak için alabileceğimiz önlemlerin başında aşı olmak geliyor.
Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması dünyayı küresel bir köye çevirirken turizm faaliyetlerinin de adeta bir kitle hareketine dönüşmesine neden oldu. Kültür düzeyinin artması, ileri toplumların ekonomik düzeylerinin yükselmesi insanların yaşamdan beklentisini de artırıyor. Bugün artık kazancımızın bir kısmını iyi bir tatil için ayırıyor, farklı ülkeleri gezip görmek, yeni yerler keşfetmek istiyoruz. Koşuşturmayla geçen hayatımızda kendimize özel anlar yaratarak dünyanın geri kalanına dair merakımızı gideriyoruz. Turizm hareketlerine iş sebebiyle seyahat edenleri de eklersek dünyada hiç durmadan yolculuk yapan büyük bir grubun var olduğunu söyleyebiliriz. Kendi ülkesi dışına çıkarak seyahat eden kişi sayısının yılda 500 milyondan fazla olduğu düşünüldüğünde hastalıkların, sağlık sorunlarının, dolayısıyla virüs ve bakterilerin de dünyayı dolaştığını söyleyebiliriz. Her şeye rağmen seyahat etmeyi seviyoruz. Peki seyahat öncesinde yeterince önlem alıyor muyuz?
Neler yapabiliriz?
Bağışıklama olarak da bilinen aşı uygulamaları seyahat için alınabilecek önlemlerin başında geliyor. Aşıların seyahatten en geç dört hafta önce yapılması gerekiyor. Uluslararası yolculuk yapan kişilere yapılabilecek aşılar üç grupta toplanıyor.
- Kanunen zorunlu aşılar: Halen bu grupta sadece Sarı humma aşısı yer alıyor.
- Herkese önerilen aşılar: Herkesin tetanoz, difteri ve poliomyelite karşı bağışıklığının olması gerekiyor.
- Risk halinde uygulanması gereken aşılar: Tifo, kolera, hepatit A, hepatit B, meningokok, Japon ensefaliti.
Neden bazı bölgelere giderken aşı yapmalıyız?
Özellikle gelişmekte olan ülkelerin doğa ve iklim şartları, hızlı nüfus artışı karşısında yetersiz kalan sağlık hizmetleri, geçmişteki veya güncel savaşlar, alınan göçler ya da zaman zaman maddi yetersizlikler bazı ülkelerin toplum sağlığını riske atıyor. Turistlerin sağlığını korumaları da daha zor hale geliyor. Olumsuz koşullar, özellikle enfeksiyon hastalıklarına yakalanma olasılığını arttırıyor. Çocuklar ve yaşlılar, bu hastalıklardan en çok etkilenen grup ve aşılanmak onlar için çok daha kritik bir öneme sahip. Olası sağlık sorunlarına karşı hazırlıklı olmak, düzenli kullanılan ilaçları yanınızdan ayırmamak, aşılanmaktan başka alınabilecek önlemler arasında.
Hangi hastalıklar yaygın olarak görülüyor?
Dünyanın belli başlı ülkelerinde uygulanan sağlık politikaları doğrultusunda suçiçeği gibi hastalıklar artık hiç görülmezken bazı ülkelerde çocuk hastalığı olarak bilinen birçok bulaşıcı hastalık halen varlığını sürdürüyor. Hava, su, yiyecekler ve cinsel ilişki yoluyla bulaşan enfeksiyon hastalıkları da halen büyük birer risk faktörü.
Bunların başında AIDS, Amebiyazis, Brusella, sitomegalovirüs enf., difteri, dizanteri, giardia, helmintler; hepatit A, hepatit B, Japon ensefaliti, lejyoner hastalığı, Leishmaniazis, Leptospirozis, malarya, menenjit, poliomyelit, kuduz, Salmonellozis, Schistosomiasis, Zika, Ebola, Shigellosis, Trypanosomiasis, tüberküloz, tifo, tetanoz ve veneral geliyor. Bu hastalıkların bir kısmının bulaşması aşı olunarak engellenebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) her yıl düzenli olarak araştırmalar yapıp çeşitli önlemler alsa da her zaman bir risk olduğu gerçeği ne yazık ki değişmiyor. Denetim kurum ve kuruluşlarının sayı ve nitelik açısından yetersizlikleri de bunda önemli rol oynuyor. Dolayısıyla aşı olmak alınabilecek tedbirlerin başında geliyor.
Gıda ve su tüketirken dikkat!
Aşı dışında hijyen ve temizliğe dikkat etmek, kronik sağlık sorunlarına karşı sürekli kullanılan ilaçları yanımızda bulundurmak, yolculuk yapılacak bölgedeki iklim koşullarına uygun giyinmek, açıktan yiyecek, içecek tüketmemek, pastörize edilmemiş süt ürünlerini tercih etmemek, sinek/böcek ısırıklarına karşı krem, sprey gibi unsurları yanımızda bulundurmak gibi bazı tedbirler de seyahati bir kabusa dönüştürmemek için yapabileceklerimiz arasında.
Kalabalık turistik kentlerdeki su kaynakları çoğu zaman ani mevsimsel artışlardaki gereksinimi karşılayamıyor ve bu durumda sağlıklı su sağlamak da güçleşiyor. Bu gibi bölgelere yapılan seyahatlerde aşılanma dışında hijyen koşullarını sağlamak için alkollü temizleyiciler, ıslak hijyenik mendiller, sabun ve şişelenmiş temiz su bulundurmakta yarar var. Bu bölgelerde açıkta bırakılmış, çeşmeden akan ya da benzer şekilde pakete girmemiş suların içilmemesi gerekiyor. Ayrıca buz tüketmek de riskli.
Destinasyona göre önerilen aşılar
Afrika
Meningokok, Hepatit B, Tifo, Sarı Humma
Arap Yarımadası
Meningokok
Doğu Avrupa
Hepatit A, Hepatit B Uzak Doğu, Asya Hepatit A (Japonya hariç), Hepatit B, Tifo
Orta Doğu
Hepatit B, Tifo
Orta ve Güney Amerika
Hepatit A, Tifo, Sarı Humma
Bunlar dışında rota, grip, polio gibi aşıların da yaptırılması etkili olabilir.