Size Türkiye’nin en popüler, en çok “celebrity” gezdiren, en fazla ülkeye ayak basan rehberi olarak ün salan Saffet Emre Tonguç’u getirdim. Önceden söyleyeyim ne magazin ne dedikodu konuştum. Öyle hemen terk etmeye kalkmayın, çünkü evde kapalı, ülkede kapalısınız, nereye gideceksiniz?
Öncelikle ülke içinde nereleri keşfedebilirsiniz? Evde, burnunuzu kapıdan dışarı çıkarmadan oturduğunuz yerden nerelere gidebilirsiniz?… Hatta mahalle mahalle dolaşalım ister misiniz? Saffet Emre Tonguç kelimenin tam anlamıyla karış karış dolaştı, kaydetti. O iş tamam! Şimdi büyük otelleri dolaşıp rehber çıkarıyor. Detayları anlattı.
Söyleşi: Yaprak Özer
Pandemi geldi, seyahatlere ara vermiş olmalısın…
Saffet Emre Tonguç: Maalesef, pandemi hepimizin hayatında ciddi değişikliklere yol açtı. En son Mart 2020 başında Slovenya turu yaptım. Andrea Bocelli konserine gittik. Başkent Ljubljana (Lübliyana)’daydık. “…Milano’da okullar kapatılmış Venedik’te karantina varmış…” diye konuşuyorlar ama bilim kurgu filminin içinde gibi hissediyorsun kendini… Nasıl, olur mu falan diye düşünüyorduk. Ancak 11 Mart’ta bunun ne kadar ciddi bir şey olduğunu anladık. Sonra Türkiye dışına çıkamadım. O tarihten beri hep İstanbul’da ve Türkiye’nin farklı yerlerindeyim. Ama yerinde duramayan bir adamım…
Küçük otel araştırmaların ile turizmin dönüşümünü ve trendleri yorumlar mısın?
Saffet Emre Tonguç: Bu projeyi gerçekleştirirken şunu gördüm, insanlar büyük otellere gitmekten çekiniyorlar. Özellikle Haziran başında yollara düştüğümde kalabalıklar içinde olmak istemiyorlardı. Aynı zamanda sosyal mesafenin mümkün olduğu kadar korunduğu tesisleri tercih ediyorlardı. Butik oteller bu çerçevede ideal. İlk gittiğimiz yer, Eceabat’daki Caeli Otel’di. Bir türlü nasıl okunacağını bilemediğimiz otel… Yaklaşık 1 milyon 800 bin metrekarelik bağların içinde – Milli Park’ta yer alıyor. Sadece 21 tane odası var, ortalama 42 kişiye böldüğünde bayağı sosyal mesafen oluyor. Her yer senin gibi… Ardından Kazdağları, Cunda’yla devam ettik.
Pandemi sektörü ve tüketiciyi, beklentileri açısından dönüştürmeyi başarır mı? Pandemi bitince geriye mi döneceğiz, havada ne var senin için?
Saffet Emre Tonguç: Ben her şeyin bir anda eskiye döneceğine inanmıyorum. 2021’in de zorlu bir yıl olacağını düşünüyorum turizmciler için… Turizmci deyince sadece otel sahibi yok, 14 bin tane rehber var. Bütün meslektaşlarım işsiz çünkü turist yok. Yerli turist bir yere gitmek istemiyor. Yurt dışından turist gelmiyor. Avrupa kapalı. Adeta tecrit edilmiş vaziyetteyiz.
Kısa vadede bizi çok güzel günlerin beklediğini de düşünmüyorum. Kaldı ki, pandemi bitse, yavaşlayıp seyrinde bir azalma olsa bile, insanların tedirginlikleri hemen bitmeyecek. Bu ikinci dalgayla otellerin doluluğu inanılmaz düştü. Sürekli seyahat halinde olduğum için çok net görebiliyorum, otellerin doluluğu yüzde 5 -10’larda seyrediyor. Bu rakamlarla para kazanmaları mümkün değil… Ve uzun vadede ancak 2022’lerde 2023’lerde pandemi tamamen biterse farklılıklar olabilir, eskiye dönme biraz daha hızlanabilir diye düşünüyorum.
Farkındalık konusuna gelince, hepimiz dersimizi aldık, bir şeyler öğrendik diyoruz ya; bence öğrenmedik. Bu adeta neye benziyor biliyor musun; nasıl bir cenazeye gittiğimizde, hayat ne kadar boş – ne kadar kısa -işte bak onu da yolculuyoruz der ve ertesi gün normal tempoda hayatlarımızın akışı devam eder… bu da öyle! Mart’la Nisan’da çok zor dönemler yaşadık pandemi yüzünden ama Temmuz’la Ağustos’la birlikte, insanlar eller havada sosyal mesafe sıfır eğlenmeye başladılar. Bu da aslında insanların çok da bir şey öğrenmediğini gösteriyor. Belli bireyler eminim farkındalıklarını yaşayacaklar, bunlardan ders alıp yaşam yolculuklarına öyle devam edecekler. Ama toplumun geniş kısmı için çok da umutlu değilim ben…
Müzeler konserler sergiler fuarlar dijital ve ücretsiz açıldılar, artçıları ne olur, faydası olacak mı?
Saffet Emre Tonguç: Ben iş hayatında şunu gördüm: Ücretsiz hiçbir şeyin değeri yok… Ücretsiz olunca, maalesef insanlar gerekli ilgi, sevgi, şefkati göstermiyorlar. Tabii ki sanata ve kültüre destek anlamında büyük bir değer… Ama kadrini kıymetini bilen, zaten o parayı verir. Kaldı ki, bu müesseselerin de ayakta kalması yaşaması lazım. Onlar için de sürdürülebilir bir düzen olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ücretsiz olduğu takdirde- sabit giderleri personel giderleri var- bunların altından nasıl kalkacaklar? Özellikle özel müzeler ya da özel galeriler için çok zor bir süreçten geçtiğimizi düşünüyorum.
İç pazarımızı keşfetmeye hazır mıyız? Türkiye bir cennet, yereli keşfetme konusunda bize rehberlik eder misin?
Saffet Emre Tonguç: Geçmişte insanlar, bırak Türkiye’yi keşfetmeyi, yaşadıkları şehri keşfetmiyorlardı. O kadar çok insan biliyorum ki, hayatı İstanbul’da geçmiş ama ne bir Topkapı Sarayı’nı ne Ayasofya’yı ne Sultanahmet’i ne Dolmabahçe Sarayı’nı görmüş… Ama 3 gün 4 gece Londra turuna gitmiş, görmediği kilise saray kalmamış… Tabii bir kısmı da sırf alışveriş için gidiyor. Yani insanlar bu kadar çevrelerine duyarsızken, onlardan bir şey beklemek çok zor olacaktı bu pandemi olmasa… Pandeminin getirdiği bir mecburiyet oldu. Mesela bu yaz Göcek koyları istemediğin kadar tekneyle doluydu çünkü Yunan adalarına gidemediler. Yunanistan zarar etti bu işten…
Ve ilk defa şöyle bir şey oldu: “Aa bizim ülkemiz de güzelmiş ya…” Yani biz bunu yıllardır söylüyoruz. Ben 34 senedir Türkiye’nin her tarafını karış karış geziyorum. Televizyon programlarımla gazete yazılarımla dergi yazılarımla kitaplarımla bunları anlatmaya çalışıyorum, benim anlatamadığımı pandemi becermiş vaziyette! O yüzden insanlar şimdi Kapadokya’ya, Antalya’ya gidiyorlar. Tarihi şehirleri geziyorlar. Geçen gün bir arkadaşım, “…çocuklarla beraber Bodrum’a giderken müze kart aldık Efes’e uğradık. Ne kadar güzel bir yermiş Efes… Bundan sonra diğer yerlere de gideceğiz…” dedi. Aslında bir utanç kaynağı…
Kayak merkezleri inanılmaz popüler. Yılbaşında hemen hemen hiç birinde yer yok. Sosyete diye tabir ettiğimiz kesim: Bu kış Courchevel’e gideceğiz… Zermatt’a mı gitsek? Kitzbühel’e ne dersin? diye sohbet ederken, bu yasaklar yüzünden Erciyes’e, Palandöken’e, Ilgaz dağlarına, Uludağ’a, Davraz’a gitmek durumunda kalacaklar… Çünkü kayak yapmak istiyorlar ama yurt dışına gidemiyorlar ve bu sene Gürcistan da kapalıymış… Bansko’nun açılıp açılmayacağı belli değil… Yabancı pasaportu ya da yurt dışında oturumu olanlar seyahat edebiliyorlar ama Avusturya da kapalıymış. Kayak merkezlerini açmıyorlarmış.
The Museum Hotel, Caeli, Odunpazarı Modern Müze… Yerel yeniliklerden örnek verebilir misin?
Saffet Emre Tonguç: Antakya’daki otel muhteşemdi. The Museum Hotel’in altında dünyanın en büyük mozaikleri çıktı. Neredeyse 10’a yakın mozaik var sadece o otelin altında… Bu da bu toprakların zenginliğini gösteriyor.
Baksı inanılmaz bir yer… Hüsamettin Koçan Hoca’ya buradan saygılarımı sevgilerimi yolluyorum. Doğduğu köye geri dönüyor. Adeta bir UFO kondurur gibi oraya, inanılmaz bir sanat müzesi yapıyor. Bayburt’a 45 dakika uzaklıkta, dağ başında… İlk gittiğimde inanamamıştım araba geçmiyor. Sadece kilometrelerce ileride bir yol var arabaların ışıklarını görebildiğin bir yol… 4-5 saatte bir tane araba geçiyor. Baksı’da bir çan var. Arada bir rüzgarda o sallanınca çanın sesini duyuyorsun. Aşağıda S gibi kıvrılarak Çoruh Nehri akıyor, böyle bir yerdesin… Sessizliğin sesi… sanat vadisi gibi bir yer! Bundan çok etkilendim. O yüzden de hocaya her zaman destek verdim. Televizyon programlarımda da Saffet Emre Tonguç instagram hesabımda da youtube kanalımda da her yerde var Baksı Müzesi…
Bir başka desteklediğim yer ise, OMM… Yani Odunpazarı Modern Müze… Onun için de Rana ve Erol Tabanca çiftini kutlamak istiyorum. Onlar da sanata çok katkıda bulunan insanlar… Ve ben doğdukları topraklara geri dönüp kültürel ve sanatsal faaliyetlerde bulunanları takdir ediyorum. Baksı’ya, Eskişehir’e doğduğun topraklara geri dönmek… Oranın insanlarına, senin hemşehrilerine bir vizyon açabilmek çok büyük bir misyon. O yüzden de orayı da çok destekledim. Arkasında açtıkları çok güzel bir otel var: OMM INN olarak adlandırılmış… Büyük Oteller kitabımda Erol Tabanca’nın çok sıra dışı mimarisiyle ön plana çıkan başka bir oteli var TASIGO diye, Eskişehir’de… O da girecek… Doğru iş yapan insanları desteklememiz lazım diye düşünüyorum.
Söyleşinin tamamını youtube’dan izleyebilirsiniz.