Yağın Sağlıklısı Olur Mu? Yağlarınızı daha sağlıklı hale getirmek gerçekten mümkün mü? Yeni tamamlanan bir çalışmada, araştırmacılar obezite hastaları için uzun süreli egzersizin bazı şaşırtıcı faydalarını ortaya çıkardılar. Kendini spor salonuna adamış bir müdavim olmanın vücudunuz için sadece kalori yakmaktan daha fazlasını yapıyor olabileceği ortaya çıktı; egzersiz yapmak yağ dokunuzun doğasını değiştiriyor olabilir.
Genellikle yağın sağlığımız için zararlı olduğunu düşünürüz, ancak vücudumuzun önemli bir parçasıdır. Adipoz doku olarak da bilinen yağ dokusu, enerji depolamamıza yardımcı olur, bizi sıcak tutar ve hatta hormon üretir. Bununla birlikte, tüm yağlar eşit yaratılmamıştır.
Deri altı yağ olarak adlandırılan derimizin hemen altındaki yağ, genellikle organlarımızın etrafında veya organların kendi içinde biriken yağdan daha sağlıklı kabul edilir. Nature Metabolism dergisinde yayınlanan bu çalışma, göbek bölgesindeki deri altı yağına odaklanmış.
Michigan Üniversitesi’ndeki araştırma ekibi, ortalama 11 yıl boyunca düzenli egzersiz yapan (haftada en az dört kez) 16 kişi ve düzenli egzersiz yapmayan 16 kişi olmak üzere obezite hastası iki yetişkin grubunu karşılaştırdı.
Araştırmacılar her iki gruptan da deri altı yağ dokusu örnekleri aldı ve bunları yakından inceledi. Buldukları şey büyüleyiciydi. Uzun süreli düzenli egzersiz yapanların yağ dokusu birkaç farklı özellik gösteriyordu:
- Daha fazla kan damarı
- Daha fazla mitokondri (hücrelerin güç merkezleri)
- Daha faydalı proteinler
- Metabolizmayı engelleyebilecek bir tür kolajenin daha az olması
- Enflamasyona neden olan daha az hücre
Özünde, egzersiz yapanların yağ dokusu, egzersiz yapmayanlarınkinden yapısal ve biyolojik olarak farklıydı. Peki, bu sağlığımız için ne anlama geliyor?
Bu Farklılıklar Neden Önemli?
Bulgular, kalori harcamanın bir yolu olmasının yanı sıra, birkaç aydan birkaç yıla kadar düzenli olarak egzersiz yapmanın, yağ dokusunu, daha sağlıklı bir şekilde depolamaya olanak tanıyacak şekilde değiştirdiğini gösteriyor.
Başka bir deyişle, uzun süreli egzersizin deri altı yağ dokusunun yağı etkili bir şekilde depolama kapasitesini artırdığı görülmekte. Bu önemli; çünkü kilo aldığınızda vücudunuzun fazla yağı organlarınızın etrafı ya da karaciğeriniz gibi daha tehlikeli bölgeler yerine daha sağlıklı olan deri altı dokusunda depolama olasılığının daha yüksek olduğu anlamına geliyor.
Bu farklılıkları daha fazla araştırmak için araştırma ekibi oldukça yenilikçi bir yaklaşım benimsedi; hem egzersiz yapanlardan hem de egzersiz yapmayanlardan toplanan hücreleri kullanarak laboratuvarda yağ dokusu büyüttüler. Dikkat çekici bir şekilde, egzersiz yapanlardan alınan hücreler yağ depolamada daha iyi olan dokuya dönüştü.
Amaç daha az yağa sahip olmak değil mi?
Yağ depolamada daha iyi olan yağ dokusuna sahip olmanın neden iyi bir şey olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Amaç daha az yağa sahip olmak değil mi? Bu o kadar basit değil.
Yaşlandıkça, çoğumuz kilo alma eğiliminde oluruz. Bu kilo alımı kaçınılmazsa, fazla yağın organlarımızın etrafında veya karaciğer gibi organların içinde birikmek yerine deri altı dokuda depolanması sağlığımız için çok daha iyidir.
Aslında, giderek artan bir sağlık sorunu, karaciğerde aşırı yağ biriktiğinde ortaya çıkan alkolsüz yağlı karaciğer hastalığıdır. Bu durum en çok aşırı kilolu veya obez kişilerde görülür ve siroz veya karaciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Yağ depolamada daha iyi olan yağ dokusuna sahip olmanın otomatik olarak kilo alacağınız anlamına gelmediğini bilmeniz önemli. Bir başka deyişle, insanlar kilo aldıklarında, bu fazla yağın organlarının etrafındaki yağ dokusunda (visseral yağ) ya da karaciğer veya kalp gibi organlarda yağ birikimi yerine, deri altındaki bu bölgede daha ‘sağlıklı’ bir şekilde depolanabilir.
Araştırma ekibi, insanları birkaç yıl boyunca egzersiz programlarına başlarken ve sürdürürken takip eden uzun vadeli çalışmalar yürütmeyi planlıyor. Ayrıca, belirli egzersiz türlerinin veya yoğunluklarının yağ dokusunu değiştirmede daha etkili olup olmadığını araştırmakla da ilgileniyorlar.
Ayrıca, egzersiz yapan ve yapmayan kişilerden laboratuvarda üretilen yağ dokusunun farklı işlev görüp görmediğini ve hem dokuyu hem de dokunun geldiği kişiyi etkileyebilecek sağlıkla ilgili başka farklılıklar olup olmadığını araştırmak istiyorlar.
Metodoloji
Bu çalışmada aşırı kilolu veya obez iki yetişkin grubu karşılaştırıldı: İki yıldan uzun süredir dayanıklılık tipi egzersize katılan düzenli egzersiz yapan bir grup ve egzersiz yapmayan hareketsiz bir grup. Araştırmacılar, uzun süreli dayanıklılık egzersizinin yapı ve işlevinde bir fark yaratıp yaratmadığını görmek için derinin hemen altında depolanan yağ olan abdominal subkutan yağ dokusunu (aSAT) inceledi.
Eşit karşılaştırmalar yapılabilmesi için katılımcılar yaş, cinsiyet ve vücut yağ yüzdelerine göre dikkatlice eşleştirildi. Ekip, yağ örneklerini analiz etmek için gelişmiş laboratuvar teknikleri kullandı ve kan damarı yoğunluğu, protein seviyeleri ve yağ depolama kapasitesi gibi konularda farklılıklar aradı. Ayrıca, kontrollü bir ortamda nasıl davrandıklarını gözlemlemek için vücut dışında yetiştirilen doku örnekleriyle keşif deneyleri yapıldı.
Önemli Sonuçlar
Araştırmacılar, egzersiz yapanların hareketsiz gruba göre daha sağlıklı yağ dokusuna sahip olduğunu buldu. Egzersiz yapanların yağ dokusunda, hücrelere oksijen ve besin sağlamaya yardımcı olan daha fazla kan damarı vardı. Ayrıca daha az zararlı enflamatuar hücreye sahiptiler ve yağları lipitleri (yağ molekülleri) depolama ve yönetme konusunda daha iyiydi. Egzersiz yapanların dokuları yağ yakmaya ve enerji üretmeye yardımcı olan daha fazla proteine sahipti. Genel olarak, düzenli egzersiz, insanlar aynı vücut yağ yüzdesine sahip olsalar bile, yağ dokusunu yağ depolama ve iltihapla savaşma şeklini iyileştirerek daha sağlıklı hale getiriyor gibi görünüyor.
Kaynak: https://studyfinds.org/