Düzenli egzersiz yapmanın kalp sağlığı için önemli olduğunu biliyoruz. Peki spor salonundan çıkmayan, fit görünümüyle imrenilen pek çok kişi nasıl oluyor da kalp krizi geçiriyor?
Egzersiz bağışıklık sistemimizin olumlu bir şekilde düzenlemesine yardımcı olsa da ne yazık ki, vücudumuzdaki tek kontrolör değil.
Egzersiz, uyku kalitesi, stres yönetimi ve beslenme arasında uyum sağlamak için hassas bir denge kurmak gerekiyor. Bir başka deyişle fiziksel aktivite düzeyini arttırmak, yüksek stres ya da düşük uyku kalitesini tamamen telafi edemiyor. Kişiye kırışıklıkların üstünü örtebileceği yanılsamasını veriyor, ancak bu gerçekten tam olarak gerçekleşmiyor. Örneğin, egzersiz yaparak vücut için sağlanan fayda daha sonra alkol, sigara ya da sağlıksız beslenme seçimleriyle yok edilebiliyor. Üstelik sağlıklı oldukları yanılsaması altında uzun ve zorlu bir egzersiz programı seçenler, belirttiğimiz dengeyi sağlayamadıklarında vücutlarını yorarak kendilerine daha fazla zarar veriyorlar.
Aktif spor hayatına devam etmeyen profesyonel sporcular buna bir örnek oluşturabilir. İlk zamanlarında hepimizden çok daha fit görünürler. Ancak zaman içinde sağlıksız beslenme, düzensiz uyku saatleri, stres ya da bağışıklık sistemindeki zayıflamayı iyi yönetemediklerinde kilo almaya ve yorgun görünmeye başlarlar. Böyle devam ettiği sürece ne kadar spor yaparlarsa yapsınlar kalp sorunları yaşayabilirler.
Fiziksel olarak zinde olmak hepimizin arzu ettiği bir özellik olsa da kalp hastalığı ya da kalp krizi riskimizi azaltmak için tek kriterin egzersiz yapmak olduğu fikrine kapılmayalım.
Hiç kimse kalp hastalıklarından tamamen muaf değildir. Kişiler yaşam tarzı seçimleriyle şanslarını nasıl kullanacaklarına karar verebilirler. Bunun için sihirli kelime “denge”; eğlenceden yemeye, uykudan spora işin sırrı dengeli bir hayat sürmek.
Kaynak: https://thethinkingscientist.medium.com/