Yüksek tansiyon en sık görülen ve ne yazık ki ölümcül sonuçlara sebep olabilen bir hastalık. Bu nedenle takibi çok önemli. Tansiyonunuzu sık sık kontrol ediyorsunuz ve kan basıncınızın normal olduğunu düşünüyorsunuz diyelim, peki acaba gerçekten öyle mi? İdeal kan basıncını neyin oluşturduğu konusunda kriterler değişiyor. Kan basıncı 90 mmH’nin üzerine çıktığında, kalbimizin kan damarlarına yani koroner arterlere zarar verme riski olduğunu öne süren bir çalışma, bu konuda kabul edilen gerçekleri tekrar masaya yatırıyor.
Bir tansiyon ölçme aletiniz varsa, bilirsiniz. Tansiyonunuzu ölçtüğünüzde, makine size halk arasında büyük ve küçük tansiyon olarak bilinen, tıbbi adı ise sistolik ve diyastolik tansiyon olan iki sayı verir. Sistol, kalbin ana kan damarlarına, aorta kan pompalaması ve kan basıncı anlamına geliyor. Diyastole ise kanın kalbe yeniden dolduğu dinlenme süresidir. Sistolik kan basıncının yani büyük tansiyonun 120 mmHg, diyastolik kan basıncının yani küçük tansiyonun 80 mmHg olması en uygun tansiyon değeri olarak kabul ediliyor. Amerikan Kalp Derneği de kan basıncıyla derecelendirmeyi şöyle sıralıyor:
- Normal: Sistolik 120’den az ve diyastolik 80’den az
- Yüksek: Sistolik 120 ila 129 ve diyastolik 80’den az
- Yüksek tansiyon, 1. evre: Sistolik 130 ila 139 veya diyastolik 80 ila 89
- Yüksek tansiyon, 2. evre: Sistolik 140 veya üzeri veya diyastolik 90’ın üzerinde
- Yüksek tansiyon krizi: Sistolik 180 veya daha yüksek veya diyastolik 120’nin üzerinde
Peki ya bu değer aralıkları bize gerçeği yansıtmıyorsa? Tansiyon için yeni değerler içeren bir çalışma, kan basıncının tarihsel tanımlarını sorgulamamıza neden oluyor. Sistolik kan basıncı 90 mmHg’nin üzerine çıktığında, koroner arter hasarı riskinin arttığını ortaya koyan çalışma, kalp hastalığı risk faktörlerini değiştirmede önemli gelişmeler kaydettiğimizi, ancak yapacak daha çok işimiz olduğunu gösteriyor. Kardiyovasküler hastalık birçok ülkede önde gelen ölüm nedenleri arasında. Araştırmaya göre büyük tansiyondaki her 10 mm’lik artış, kalsiyum birikimini ve kardiyovasküler hastalık riskini artırıyor. Sistolik basıncı 90 ila 99 mm olan kişilerle karşılaştırıldığında, basıncı 120 ila 129 mm arasında olanların kardiyovasküler olay yaşama olasılığı 4,5 kat daha fazla.
Sağlığınızı kontrol altına alarak sistolik kan basıncını 90’ların altında tutmak, büyük faydalar sağlayabilir. Kilo aldıkça, kalp hastalığına yol açan tip 2 diyabet ve yüksek tansiyon riski de artıyor. O nedenle sağlıklı beslenmek ve bununla birlikte tütünden ve aşırı alkolden kaçınmak, riski azaltabilecek en önemli faktörler. Kan basıncınızı ölçmek de tansiyonu kontrol altına almak açısından atlanmaması gereken bir konu. Tansiyonunuzu günde iki kez ölçün ancak bunu uyanır uyanmaz yapmayın. Sabahları egzersiz yapmadan, yemek yemeden veya ilaç almadan önce kontrol edin ve akşamları tekrar kontrol edin. Her gün aynı saatleri hedefleyin. Ölçümden 30 dakika önce kafein, alkol ve tütün kullanmaktan kaçının ve öncesinde mutlaka tuvalete gidin çünkü dolu mesane kan basıncınızı artırabilir. İzleme sırasında sessizce oturun ve daima aynı kolu kullanın. İlk ölçümden bir ila üç dakika sonra ölçümü tekrarlayın. Sonuçları yazın. Unutmayın ki, yoğun kan basıncı kontrolü kardiyovasküler hastalık riskini düşürür.
KAYNAK: medium.com/beingwell