Tatil, büyük kentlerin betonundan, gürültüsünden, kirli havasından ve stresinden yeşile maviye kaçış olmalıdır. Ama çoğu zaman farkına varmadan biz şehrimizin alışkanlıklarıyla gideriz tatile. Hele yazlık denen şehir evimizin farklı bir ortamdaki kopyasına gidiyorsak, tatil kavramına pek uymaz bu kaçış. Zira hepimizin özlediği ve olması gereken tatil sadece bedenimizin değil ruhumuzun ve kafamızın da dinlenmesidir. Şimdi desem ki detoks yapmalısınız, sigaradan içkiden uzak durun… Yazının devamını okumak istemezsiniz. Zira üzüldükçe eğlendikçe ille de bu ikisine sarılırız. Neden kendimizi mahrum edelim dostlarımızla bir akşam rakılı şaraplı mükellef bir sofradan… derler adama! Etmeyelim ama abartmadan, ruhumuzu beynimizi yormadan.
Şimdi öncelikle iyi bir tatilin kurallarını hatırlayayım, sonra beyin detoksuna geçelim.
Unutmayın ve önce cildin iyi korunması için önlem alın. Tatile çıkarken doğru güneş kozmetikleri seçerseniz ve onları gerektiği gibi dikkatli kullanarak güneşe çıkarsanız bronz bir tenle yazı sorunsuz bitirmek elinizdedir. Doğru adımlar attığınız takdirde kim korkar güneşten ve UV ışınlarından…İşte yapmanız gerekenler:
- Yaz sıcaklarının başladığı haziran ayından itibaren ağır bakım ve tedavilerden kaçının. Kışlık bakım kozmetiklerinizi kaldırın. Onların yerini güneş bakımları alacak…
- Tatil yöresinde olmasanız bile yüzünüzü güneş ışınlarından korunmalısınız. Hatta giysileriniz de kumaş ve dokuma türlerine göre güneş ışınlarını geçirebilir. Biz güneşli bir ülkede yaşadığımız için aslında yüzümüz için UV korumalı kozmetikleri tercin etmeliyiz.
- Güneş ürünlerinizi tatile gitmeden önce satın alın. Çünkü yaşadığınız yerde hem daha zengin çeşit var, hem satış elemanları tarafından bilgilendirilerek seçiminizi yaparsınız. Bir promosyon yakalayarak bir yerine birkaç ürün sahibi olabilirsiniz.
- Güneş ürünlerinizin arasında mutlaka yüksek korumalı bir güneş ürünü de bulundurun ve ilk birkaç gün mutlaka bu ürün ile güneşlenin. Böylece cildinize sağlıklı bronzlaşması için zaman tanımış olursunuz.
Beden ruh ve beyin dinleniyor…
Tatillerin en büyük kurbanı, sindirim sistemimizdir. Özellikle akşamları gecenin geç saatlerine kadar süren zengin sofralar sindirim sistemini, o sofralardaki tartışmalar da beyninizi yorar. Bazı deyimlerimiz var, boşuna söylenmemiştir. Altından kalkamadığımız çözümleyemeyeceğimiz şeylerin üzerine bir bardak su iç derler ya… boşuna söylenmemiş. Çok sinirlendiğiniz zaman kendinizi hırsınıza kaptırmak yerine bir bardak su için…Ve sayın, 20 ya da 50’ye kadar…
Üstelik zengin gece sofrasının ardından gece geç saatlere kadar eğlenceyi de eklerseniz, öğün atlama sorunu da yaşarsınız. Bu tatilden yorgun argın, birkaç kilo ve sağlık sorunlarıyla dönmek demektir.
- Akşamları dostlarla zengin bir sofrada buluşabilirsiniz, ama geç saatlere kadar değil. Sindirim sistemine yatmadan önce yediklerinizi sindirecek kadar zaman tanıyın. Tatlıya hamur işlerine dikkat edin, alkolü abartmamaya çalışın, bunlar mide ve bağırsaklarınızı korumanın basit bir yolu.
- Ruhunuzu dinlendirin, mümkün olduğunca televizyon ve gazeteleri hayatınızda sınırlı tutun, özellikle gece yatmadan önce gerginlik yaratacak programlardan kaçının. Sofrada tartışmaları uzatmamaya çalışın, eğlenmek için toplanın, tartışmak için değil. Bunu önlemenin bir yolu da stresli insanlardan, enerji hırsızlarından uzak durmaktır.
- Beyninizi dinlendirmenin tek yolu, onun istirahatine izin vermektir. Bunun da tek
yolu uykudur. Tatillerde güzellik uykusu dediğimiz öğlen uykuları kısa sürer ama bilin ki bu kısa uyku güzellik iksiridir ve beyne detoks yaptırır. Tatillerde gece yorulmadan uykuya dalmak her gece mümkün olmayabilir. - Arada bir kaçın. Sabah herkes uyurken birkaç dakika yürüyün, her taraf, plajlar boşken, oteldeyseniz otelin bahçesinde yürüyün. Sonra kahvaltınız sizin için daha yararlı olacaktır, çünkü yedikleriniz stressiz bir organizma tarafından karşılanacak.
- Özetle, hayatınızı parantez içine alın tatilde. Tatil bitiminde hayata daha gerçekçi bakmanızı da sağlayabilirsiniz böylece.
Aydan Sümercan-İçerik Fabrikası