Gıda sektöründe yaşanan değişim son 10 yılda bambaşka boyutlara ulaştı. Artık şeffaflık, tüketicilerin özel tercihleri, duygular ve duyular ile teknolojinin dönüştürücü etkisinden söz etmek mümkün. Bugünün rekabet koşullarında tüketicilere en farklı ürün ve hizmetleri sunmak için profesyoneller adeta birbiriyle yarışıyor.
Yeme-içme alışkanlıkları gün geçtikçe daha farklı bir boyuta ulaşıyor. Düne kadar piyasaya sunulan gıda ürünlerinin gelecekte farklı duyulara, kişisel zevklere ve tercihlere uygun şekilde üretileceğini söyleseler belki birçokları inanmakta güçlük çekebilirdi. Oysa bugün tüketiciler ne istediklerinden emin olarak alışverişlerini gerçekleştiriyorlar. Talep ettikleri seçenekler ise artık raflarda: Şekersiz, glütensiz ya da yağsız besinler, hayvanlar üzerinde denenmemiş kozmetik ürünleri, organik sertifikalı meyveler, izlenebilir tarım koşulları altında üretilmiş sebzeler ve daha fazlası… Üreticiler ve gıda perakendecileri müşteri kaybetmemek ve tüm taleplere doğru şekilde cevap verebilmek için her ayrıntıyı hesaba katıyorlar. Bu ayrıntıları dört sac ayağında inceleyecek olursak; şeffaflık, kişiye özel tercihler, duyuları harekete geçiren ürünler ve teknoloji başlıklarından bahsedebiliriz.
Şeffaflık – İzlenebilirlik
Son 10 yıl içinde şeffaflık ve izlenebilirlik tüketicilerin satın alma kararını etkileyen en önemli faktörler arasına girdi. Tüketiciler bugün yiyecek-içecek satın alırken üretimden tedarik zincirine dek her konuda bilgi sahibi olmak istiyorlar. Sofralarına getirdikleri ürünün hijyenik, etik, doğaya saygılı koşullarda üretilmiş ve raflara taşınmış olmasını istiyorlar. Böylece kendileri için var olan riskleri en aza indirmeyi hedefliyorlar. Gıda üreticileri ise yaklaşık 10 yıldan bu yana tüketicilerin bu taleplerini yakınsamayı tercih ederek satışlarını artırmayı hedefliyor. Bu durumun bir yansıması olarak ürün içeriklerine artık daha detaylı bilgiler ekleniyor.
Kişiye özel tercihler
Tüketicilerin kendi yaşam ve beslenme biçimlerine uygun ürün seçmesi de güncel eğilimlerden biri. Modern yaşam şartları tüketicilere talep etme özgürlüğünü sunuyor. Şeker, rafine edilmiş tahıllar, tuz ve yağ gibi sağlığa etkileri tartışılan bazı maddeler birçok tüketicinin radarına girmiş durumda.
Ürünlerin boyutu, tüketicilerin duygusal ve fiziksel özellikleri, ürün kombinasyonları, uygulanan özel diyetler, veganlık ya da vejetaryenlik gibi özel tercihler, dini inançlar ve bunların belirlediği yaşam şekli, sağlık sorunları, stres yönetimi ya da dengeli ve sağlıklı beslenme kaygısıyla yapılan seçimler tüketicilerin gıda alışverişindeki taleplerini ve güncel alışkanlıklarını etkiliyor.
Duygular ve duyular
Gıda ürünlerinin dokusundan ambalajına kadar her bir unsurunun kullancıda yarattığı duygu, uyardığı duyular ve uyandırdığı hisler satın alma davranışlarını etkileyen diğer unsurlar. Bu nedenle, farklı bitki, tahıl, tohum, sebze ve meyve gruplarının birbiriyle buluştuğu yiyeceklerin giderek daha da popüler olacağını şimdiden öngörmek mümkün. İçecek gruplarında ise tanecikli, posalı ya da farklı aromalarla zenginleştirilmiş, yaratıcılığın sınır tanımadığı ürünler tüketicilerin karşısına çıkmaya devam ediyor.
Teknoloji
Teknoloji de tüketicilerin alışveriş davranışlarını önemli ölçüde değiştirdi. Artık mobil cihazlar üzerinden sadece birkaç dokunuşla gıda alışverişi yapabiliyoruz. Teknoloji sayesinde yiyecek ve içecek perakende kanallarında yaşanan bu hızlı genişleme, üreticileri tüketicilerin davranış kalıplarına uygun öneriler, promosyonlar ve yenilikler geliştirmeye zorluyor. Online alışveriş, mobil ticaret uygulamaları, müşteri sadakat programları, yaygınlaşan internet ağları ve mağaza içlerinde ücretsiz internet kullanımı gibi teknolojik olanaklar tüketiciler için olduğu kadar üreticiler için de önemli fırsatlar sunuyor. Nesnelerin interneti çağını yaşayan yeni nesil tüketiciler için e-ticaret siteleri ve benzer seçenekler bütçe ve zaman yönetimi için bire bir.
Tüm bu unsurları dikkate aldığımızda tüketicilerin alışveriş davranış ve alışkanlıklarının 2018’de bu doğrultuda ilerleyeceğini söylemek güç değil.