Yaralandığımızda bazen acı duyarız bazen uzuvlarımızda fonksiyon kaybı bile yaşayabiliriz. Örneğin ayağımızda bir burkulma ya da kırık yaşadığımızda iyileşene kadar normal bir şekilde yürüyemeyiz. Yaralanmaya maruz kaldığımızda, o bölgedeki hücreler ve çevre dokular etkilenir. Peki vücudunuzda bir yaralanma olduğunda iyileşme sürecinin nasıl geliştiğini hiç düşündünüz mü?
Aslında yaralanma ile deneyimlediğimiz ağrı, o bölgedeki bağışıklık sisteminden kaynaklanan akut bir enflamasyon yanıtının bir semptomudur.
Kızarıklık ve ısı; iltihaplı bölgeye artan kan akışından kaynaklanır.
Şişme; sıvı birikmesinden kaynaklanır.
Ağrı; sinir uçlarını uyaran kimyasalların salınmasından kaynaklanır.
İşlev kaybı ise tüm faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Bu belirtiler, vücut yüzeyinde akut iltihaplanma meydana geldiğinde ortaya çıkar ancak iç organların akut iltihaplanmasında bunların tümü belirgin olmaz.
Akut inflamasyon, makrofajları yaralanma bölgesine çeker. Bunlar, yarayı bakteriyel enfeksiyonlardan koruyan ve tüm kalıntıları ve ölü hücreleri temizleyen ana savaşçılardır. Doku tamir etmeye başladığında, baskın makrofaj popülasyonunda M2 fenotipinde bir değişiklik görülür. Başlangıçta, geleneksel olarak “M1” makrofajları olarak adlandırılan proinflamatuar makrofajlar, yarayı bakterilerden, yabancı kalıntılardan ve ölü hücrelerden temizlemek için yaralanmadan sonra sızar.
Sırasıyla dermis, epidermis ve damar sistemini eski haline getirir. Bu süreç sonunda yarayı kapatır ve bir yara izi oluşturur.
Yani, bir yaralanma yaşadığımızda, vücut kendini hemen onaramaz. Sıralı bir süreç söz konusudur. Hayatta kalan (ancak yıpranmış) biyolojik malzeme parçaları önce apoptoz yoluyla öldürülmeli ve ardından sindirilip yok edilmelidir. M1 makrofajları, tüm bunları oldukça proinflamatuar bir ortamda yaparak kilit bir rol üstlenir. Bu M1’ler ayrıca vücuttaki biyolojik materyalin ve biyolojik olmayan destek iskelelerinin yok edilmesine yardımcı olan ve hücre dışı matris (ECM) olarak adlandırılan matris metalloproteinaz enzimlerini üretir.
Önce yık, sonra tamir et
Onarıma başlamadan önce hepsinin yok edilmesini, arazi geliştiricilerin eski binaların bulunduğu yerlere yenilerini inşa etmek için araziyi buldozerle tamamen yıkmasına benzetebiliriz. Gördüğümüz gibi, makrofaj sindirim hızları ve enflamatuar sinyal tepkisi önemlidir. Peki proinflamatuar yanıt gereğinden uzun sürerse daha hızlı mı yoksa daha yavaş bir iyileşme mi görürüz? Yanıt, daha yavaş olacak.
Bir tür fiziksel yaralanma yaşayan yakınımız için her zaman en acısız ve en hızlı iyileşmeleri dilesek de, asıl onarım başlamadan önce bunların yok edilmesi gerektiğini ve vücudun hasarla ne kadar sürede başa çıkabileceğini unutmamalıyız. Yıkım ve iltihaplanmanın olduğu yerde, her zaman acı ve rahatsızlık olacaktır. Bu nedenle, iyileşmeye giden yol hala oldukça rahatsız edici olabilir ama sonuç tüm bunlara değecektir.
Kaynak: https://medium.com/