Her yıl yaklaşık 750 bin kişi, ilaca dirençli ve yaygın antibiyotiklerle tedavi edilemeyen bakteriyel enfeksiyonlardan hayatını kaybediyor.
Bakteriler, çevrelerinde meydana gelen değişikliklere hızla uyum sağlayabilen canlılardır. Bir antibiyotiğin tedavi dozunun bakterileri öldüremeyip çoğalmalarına engel olamadığı durumlar antibiyotik direnci olarak adlandırılır.
Bugün bakteriler, sağlık sistemlerinde ve hayvan yetiştirmede kullanılan birçok antibiyotiğe karşı giderek daha dirençli hale geliyor.
COVID-19’un hızlı ve beklenmedik yayılımı, dünyayı küresel sağlık tehditlerine karşı daha erken hazırlanmaya yönelten birçok ders vermeye devam ediyor.
Antibiyotik direnci, bizi basit kesik ve sıyrıkların bile ölümcül olabileceği bir çağa geri götürme riski taşıyor. Bu da hayli korkutucu bir durum olarak karşımıza çıkıyor, çünkü bu antibiyotiklere alternatiflerimiz henüz yok.
İlaca dirençli enfeksiyon riski, kaynakları kısıtlı insanlara antibiyotik sağlanamaması ve doktorların yetersiz tedavi kullanmak zorunda kalmasıyla artıyor ve patojenlere daha fazla insanı enfekte etme ve direnç geliştirme fırsatı veriyor.
COVID-19 aşılarına küresel erişimdeki kabul edilemez eşitsizlik, konu antibiyotik direncini yenmek olduğunda tekrarlanmaması gereken bir durum. Gelecekteki salgınlar daha da kötü olabilir. Bakteriler, antibiyotik direnç genlerini diğer bakterilere geçirme yeteneğine sahiptir. Ayrıca direnci kendileri de geliştirebilirler.
Bu tehdit, geleceğin değil bugünün sorunu.
Antibiyotikleri uygun şekilde kullanır, yeni antibiyotiklerin, aşıların ve teşhis araçlarının araştırılmasına ve geliştirilmesine yatırım yaparsak, bunun olma olasılığını azaltabiliriz.
Antibiyotik direncini önlemeye yönelik küresel girişimlerin öneminin fark edilmesi yeni bir durum değil. Dünya Sağlık Örgütü Genel Kurulu 1998’de üye ülkelerin antibiyotik direncine karşı harekete geçmesi kararını aldı. Ardından, 2001’de antibiyotik direncinin sınırlandırılmasına yönelik DSÖ Global Stratejisi’ni yayınladı. Halk sağlına yönelik tehdidin önemine dikkat çekmek adına DSÖ, 2011 Dünya Sağlık Günü’nün temasını antibiyotik direnci olarak belirledi ve direnç gelişimini durdurmak için tüm dünyayı bu konuyu düşünmeye, konuyla ilgili harekete geçmeye ve sorumluluk almaya çağırdı.
Bu tehdide karşı ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Hükümetler ve endüstri de dahil olmak üzere çok sektörlü ortaklar arasında yeni ürünleri daha hızlı geliştirme ve mevcut ürünleri daha yaygın bir şekilde sunma yönünde aktif katılım ve yeni iş birliği biçimleri, bir sonraki küresel sağlık tehdidiyle etkili mücadeleyi mümkün kılabilir.
Kaynak: www.weforum.org