Geçtiğimiz günlerde yer gök “zayıflık geni bulundu” haberleriyle inledi. Hemen heveslendik!… Biraz karıştırınca, “kilo al ver, olmadı başka yöntem dene” ısdırabını rafa mı kaldırsak diye düşünmeye başladık. Neden derseniz; belki kilolarımız üzerindeki kontrolümüz sandığımızdan daha az. Aşağıdaki satırları okuyunca hak vereceksiniz;
Karşınızdaki kişi tabak tabak yemek yiyip fit kalırken, siz “su içsem yarıyor” diyenlerdenseniz belki de sorun genlerinizdedir.
Bilim insanları obezitenin tehlikelerini her gün daha yüksek sesle anlatır ve bu konudaki araştırmaların çarpıcı sonuçlarını paylaşmaya devam ederken, bu sefer gözler zayıflara çevrildi. Yapılan araştırma, zayıflığın sadece diyet ya da yaşam alışkanlıklarına bağlı olmadığını bazılarının sahip oldukları genetik miras sayesinde doğuştan şanslı olduklarını ortaya koydu.
Sizde ALK Geni Var mı?
Bilim dünyasını heyecanlandıran çalışmada Avusturya, Kanada ve Estonyalı bilim insanları birlikte çalıştı. Araştırmaya konu olan ise alışılagelmiş obez bireyler değil, zayıf kişilerdeki gen farklılıklarıydı. Sonuç, Anaplastik Lenfoma Kinaz (ALK) geninin zayıflık ile bağlantılı olabileceğini gösterdi.
Araştırma kapsamında Estonya’da 47 bin kişi üzerinde çalışma yapıldı ve orta kilolu kişilere oranla zayıf insanlarda daha az ALK geni olduğu görüldü. Bilim insanları araştırma bulgularını doğrulamak için çalışmalarını sinekler ve fareler üzerinde yaptıkları deneylerle geliştirdiler.
Çalışmanın yöneticiliğini yapan araştırmacı Michael Orthofer ve beraberindeki bilim insanları, farelerde ve sineklerde ALK genlerini etkisiz hale getirerek ederek deneyler yaptı. Deneylerde benzer besinler tüketmelerine rağmen ALK geni az olan fare ve sineklerin kalori tüketiminin daha fazla olduğu bu sayede de daha zayıf kaldıkları görüldü.
Konuyla ilgili çalışmaların tabii ki geçmişi var. Konu kilo olunca, son da olmayacak belli ki, güvenilir bir akademik çalışmadan daha söz edebiliriz. Geçtiğimiz yıl Cambridge Üniversitesi Metabolik Bilimler Enstitüsü profesörü Sadaf Farooqi de ekibiyle yaptığı araştırmada 14 bin 40 kişinin DNA’sını analiz etti. Araştırmaya konu olan zayıf kişilerin yaklaşık yüzde 74’ünün sürekli zayıf olan aile üyeleri olduğu ortaya çıktı.