Kulaç Atmanın Dayanılmaz Hafifliği

Kulaç Atmanın Dayanılmaz Hafifliği

Karada yaşamak üzere yaratılmış olan insanoğlunun var olan şartlara ayak uydurarak doğaya hükmedebileceğinin en güzel kanıtı, bir balık edasıyla yüzmeyi başarmasıdır.

İnsanoğlunun ilk kez suyla ne zaman tanıştığına dair bir bilgi olmasa da yüzme eyleminin insanlık tarihiyle yaşıt olduğu söylenebilir. İnsanlığın ihtiyacı ve yaradılışı da bunu destekler nitelikte. Yüzmeye dair en eski bulgulara Libya’da bulunan bir mağara duvarında rastlanmış. Bu mağara duvarlarındaki resimlere dayanarak  M.Ö. 9000 yıllarında insanoğlunun su ile haşır neşir olduğunu söylemek mümkün. Resimlerde bugünkü kurbağalama sitilinin benzeri figürler söz konusu. Londra’daki British Museum’da sergilenen kabartmalarda ise Uygur Türklerinin yüzmeye önem atfettikleri görülüyor. Yüzme ile ilgili tarihi kaynaklar bu kadarla da sınırlı değil. Yine milattan önceki yıllarda Asur savaşçılarının düşmanlardan kaçmak için nehri yüzerek geçtiğini gösteren kabartmalar da bulunmakta. Eski çağlarda yüzme bilmek askeri anlamda da çok önemliydi. Zira bu şekilde askerler su altından giderek gemileri batırıp donanmaya büyük zararlar verirlerdi. Bu nedenle Pers, Atina ve Sparta uygarlıklarından kalma rölyeflerde de çocuklara yüzme dersinin verildiği görülüyor.

Yüzme sporu destanlara bile konu olmuştur. Örneğin Gılgamış Destanı’nda milattan 3100 sene öncesiyle ilgili yüzme menkıbeleri bulunuyor. Aynı şekilde Göktürklere, Sümerlere ve Etilere ait tabletler ve kabartmalarda da yüzme figürlerine rastlanıyor.

Osmanlı döneminde Kağıthane şenliklerinde yüzme yarışlarının yapıldığı Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinde yer alıyor. Türklerin yüzme ile modern anlamda tanışıklığı ise 1973 yılına rastlıyor. Galatasaray Sultaniyesi’nde Beden Eğitimi Öğretmenliği yapan M. Moiroux, aynı zamanda iyi bir yüzücü olduğundan öğrencilerine beden eğitimi derslerinde yüzmeyi de öğreterek yeni bir spor dalının kapılarını aralamış. Bütün bu örnekler yüzme sporunun insanlık tarihiyle yaşıt olduğunu ve her dönem insanların ilgi gösterdikleri bir spor dalı olduğunu açıklıyor.

Yüzmek=Sağlığı korumak

Günümüzde yüzme hem sağlıklı yaşam sürmek hem farklı rahatsızlıkların tedavisinde destek amaçlı öneriliyor. Çünkü yüzerken vücudun tüm kasları bir saat gibi kusursuzca çalışıyor. Bu sayede yağ depolarındaki birikim de azalıyor. Diğer sporlardan daha fazla kalori yakımını sağlayan yüzme, vücut direncini artırıp, bağışıklık sistemi ve metabolizmayı da düzene sokuyor.

Enerji üretimine de yardımcı olan yüzme sayesinde kolesterol seviyesi de dengede tutuluyor. Solunumu kuvvetlendirerek kan ve dokulardaki oksijen alımının kalitesini artıran yüzme, tüm uzuvları ve kasları harekete geçirerek, kalbe giden temiz kan akışını artırıyor. Bacakların sürekli hareket halinde olması nedeniyle lenf drenajı artarken, eklem ve dokularda ağrı, rahatsızlık ve şişmelerin de önüne geçiliyor.

Yüzme aynı zamanda boy uzamasına da faydalı. Zira yatay pozisyonda omurlara binen yük azalıyor ve böylelikle boy daha kolay uzuyor. Elbette yüzme tek başına yeterli değildir. Yüzmenin yararlarına dair pek çok araştırma da bulunuyor. Örneğin, Griffith Eğitim Araştırmaları Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, okul öncesi dönemde yüzme öğrenen çocuklar tüm gelişim alanlarında yaşıtlarından daha hızlı ilerliyor. Science Daily’de de yayınlanan bu araştırmanın yürütücüsü olan Prof. Robyn Jorgensen de erken dönemde öğrenilen yüzme becerilerinin çocukların diğer öğrenme ortamlarına geçişlerini kolaylaştırdığını kaydediyor. Bunun yanı sıra yüzme çocuğun el – kol – bacak koordinasyonun gelişmesine de katkıda bulunuyor.

Unutmayın!

Yüzme sporunun ilk kuralı ısınma hareketleri yapmaktır. Isınma hareketleri yapmadan yüzmeye başlarsanız sakatlanmanız mümkündür. Yüzerken olabildiğince suya paralel durulmalı, kol ve bacak kaslarından mümkün olduğunca yararlanılmalı, kolu ileri doğru atarken avuçlarla suyu geriye doğru çekmeli ayakları da çırpmayı ihmal etmemeli, daha da önemlisi sakince ve doğru şekilde nefes alınmalıdır.

Yüzmeye dair ipuçları:

- Malum suda var olmak üzere yaratılmadık. Hal böyle olunca da havuzda ve denizde yüzmeye çalışırken bazılarımız adeta savaş veriyormuş gibi bir görüntü çizebiliyor. Bu da gereğinden fazla efor sarf etmemize ve çabucak yorulmamıza neden oluyor. Bunu daha aza indirmek için öncelikle sudaki sürüklenme oranınızı azaltmak ve suyun içindeki itici gücünüzü daha da geliştirmeniz gerekiyor.

- Sürüklenmeyi minimuma indirmek için suyun içinde vücudu esnetmek gerekiyor. Bilimsel olarak da ispatlanmış ki suyun içinde hareket eden uzun bir nesne, kısa ve kompakt bir nesneye oranla daha az türbülans yaratıyor. Yüzerken geriye doğru attığınız kolu hemen başınızın yanından geçirip olabildiğince ileri olacak şekilde suya daldırmanız gerekiyor. Böylece vücudunuzu esnetebilirsiniz.

- Sürüklenmeyi azaltmak için öncelikle dengeyi geliştirmek gerekiyor. Bunun için de suyun içinde düz uzanın. Nefes almak için kafanızı kaldırdığınız her an dengenin yitirilmesi anlamına gelir. Denge yitince de kalça ve bacaklar aşağıya doğru iner, böylece sürüklenme daha da fazlalaşır. Bu nedenle dengeyi geliştirmek için ilk etapta nefes alırken bir senkron tutturun. Örneğin her 3 kulaçta bir nefes.

- Bir diğer püf noktası ise yoğun, sıkı ve etkili ayak çırpma ve kulaçtır. Ayak çırpma kişiye ekstradan %10’luk bir itme gücü sağlar. Ancak geriye kalan %90’ı ise kollar sağlar.

- Daha etkin bir yüzme için göbek, kalça ve gövde kaslarını da harekete dahil etmelisiniz.

- Ellerinizi bir kürek gibi kullanırsanız su içinde daha hızlı yol alabilirsiniz.

Derleme kaynaklar:

www.spor.istanbul/branslar/yuzme.aspx

www.cyclingtr.com, havuz.omu.edu.tr

www.oktayaras.com

www.montessoriakademia.com

www.burhanfelekyuzmehavuzu.com

Güzel Yaşa

Kulaç Atmanın Dayanılmaz Hafifliği

Karada yaşamak üzere yaratılmış olan insanoğlunun var olan şartlara ayak uydurarak doğaya hükmedebileceğinin en güzel kanıtı, bir balık edasıyla yüzmeyi başarmasıdır.

İnsanoğlunun ilk kez suyla ne zaman tanıştığına dair bir bilgi olmasa da yüzme eyleminin insanlık tarihiyle yaşıt olduğu söylenebilir. İnsanlığın ihtiyacı ve yaradılışı da bunu destekler nitelikte. Yüzmeye dair en eski bulgulara Libya’da bulunan bir mağara duvarında rastlanmış. Bu mağara duvarlarındaki resimlere dayanarak  M.Ö. 9000 yıllarında insanoğlunun su ile haşır neşir olduğunu söylemek mümkün. Resimlerde bugünkü kurbağalama sitilinin benzeri figürler söz konusu. Londra’daki British Museum’da sergilenen kabartmalarda ise Uygur Türklerinin yüzmeye önem atfettikleri görülüyor. Yüzme ile ilgili tarihi kaynaklar bu kadarla da sınırlı değil. Yine milattan önceki yıllarda Asur savaşçılarının düşmanlardan kaçmak için nehri yüzerek geçtiğini gösteren kabartmalar da bulunmakta. Eski çağlarda yüzme bilmek askeri anlamda da çok önemliydi. Zira bu şekilde askerler su altından giderek gemileri batırıp donanmaya büyük zararlar verirlerdi. Bu nedenle Pers, Atina ve Sparta uygarlıklarından kalma rölyeflerde de çocuklara yüzme dersinin verildiği görülüyor.

Yüzme sporu destanlara bile konu olmuştur. Örneğin Gılgamış Destanı’nda milattan 3100 sene öncesiyle ilgili yüzme menkıbeleri bulunuyor. Aynı şekilde Göktürklere, Sümerlere ve Etilere ait tabletler ve kabartmalarda da yüzme figürlerine rastlanıyor.

Osmanlı döneminde Kağıthane şenliklerinde yüzme yarışlarının yapıldığı Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinde yer alıyor. Türklerin yüzme ile modern anlamda tanışıklığı ise 1973 yılına rastlıyor. Galatasaray Sultaniyesi’nde Beden Eğitimi Öğretmenliği yapan M. Moiroux, aynı zamanda iyi bir yüzücü olduğundan öğrencilerine beden eğitimi derslerinde yüzmeyi de öğreterek yeni bir spor dalının kapılarını aralamış. Bütün bu örnekler yüzme sporunun insanlık tarihiyle yaşıt olduğunu ve her dönem insanların ilgi gösterdikleri bir spor dalı olduğunu açıklıyor.

Yüzmek=Sağlığı korumak

Günümüzde yüzme hem sağlıklı yaşam sürmek hem farklı rahatsızlıkların tedavisinde destek amaçlı öneriliyor. Çünkü yüzerken vücudun tüm kasları bir saat gibi kusursuzca çalışıyor. Bu sayede yağ depolarındaki birikim de azalıyor. Diğer sporlardan daha fazla kalori yakımını sağlayan yüzme, vücut direncini artırıp, bağışıklık sistemi ve metabolizmayı da düzene sokuyor.

Enerji üretimine de yardımcı olan yüzme sayesinde kolesterol seviyesi de dengede tutuluyor. Solunumu kuvvetlendirerek kan ve dokulardaki oksijen alımının kalitesini artıran yüzme, tüm uzuvları ve kasları harekete geçirerek, kalbe giden temiz kan akışını artırıyor. Bacakların sürekli hareket halinde olması nedeniyle lenf drenajı artarken, eklem ve dokularda ağrı, rahatsızlık ve şişmelerin de önüne geçiliyor.

Yüzme aynı zamanda boy uzamasına da faydalı. Zira yatay pozisyonda omurlara binen yük azalıyor ve böylelikle boy daha kolay uzuyor. Elbette yüzme tek başına yeterli değildir. Yüzmenin yararlarına dair pek çok araştırma da bulunuyor. Örneğin, Griffith Eğitim Araştırmaları Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, okul öncesi dönemde yüzme öğrenen çocuklar tüm gelişim alanlarında yaşıtlarından daha hızlı ilerliyor. Science Daily’de de yayınlanan bu araştırmanın yürütücüsü olan Prof. Robyn Jorgensen de erken dönemde öğrenilen yüzme becerilerinin çocukların diğer öğrenme ortamlarına geçişlerini kolaylaştırdığını kaydediyor. Bunun yanı sıra yüzme çocuğun el – kol – bacak koordinasyonun gelişmesine de katkıda bulunuyor.

Unutmayın!

Yüzme sporunun ilk kuralı ısınma hareketleri yapmaktır. Isınma hareketleri yapmadan yüzmeye başlarsanız sakatlanmanız mümkündür. Yüzerken olabildiğince suya paralel durulmalı, kol ve bacak kaslarından mümkün olduğunca yararlanılmalı, kolu ileri doğru atarken avuçlarla suyu geriye doğru çekmeli ayakları da çırpmayı ihmal etmemeli, daha da önemlisi sakince ve doğru şekilde nefes alınmalıdır.

Yüzmeye dair ipuçları:

- Malum suda var olmak üzere yaratılmadık. Hal böyle olunca da havuzda ve denizde yüzmeye çalışırken bazılarımız adeta savaş veriyormuş gibi bir görüntü çizebiliyor. Bu da gereğinden fazla efor sarf etmemize ve çabucak yorulmamıza neden oluyor. Bunu daha aza indirmek için öncelikle sudaki sürüklenme oranınızı azaltmak ve suyun içindeki itici gücünüzü daha da geliştirmeniz gerekiyor.

- Sürüklenmeyi minimuma indirmek için suyun içinde vücudu esnetmek gerekiyor. Bilimsel olarak da ispatlanmış ki suyun içinde hareket eden uzun bir nesne, kısa ve kompakt bir nesneye oranla daha az türbülans yaratıyor. Yüzerken geriye doğru attığınız kolu hemen başınızın yanından geçirip olabildiğince ileri olacak şekilde suya daldırmanız gerekiyor. Böylece vücudunuzu esnetebilirsiniz.

- Sürüklenmeyi azaltmak için öncelikle dengeyi geliştirmek gerekiyor. Bunun için de suyun içinde düz uzanın. Nefes almak için kafanızı kaldırdığınız her an dengenin yitirilmesi anlamına gelir. Denge yitince de kalça ve bacaklar aşağıya doğru iner, böylece sürüklenme daha da fazlalaşır. Bu nedenle dengeyi geliştirmek için ilk etapta nefes alırken bir senkron tutturun. Örneğin her 3 kulaçta bir nefes.

- Bir diğer püf noktası ise yoğun, sıkı ve etkili ayak çırpma ve kulaçtır. Ayak çırpma kişiye ekstradan %10’luk bir itme gücü sağlar. Ancak geriye kalan %90’ı ise kollar sağlar.

- Daha etkin bir yüzme için göbek, kalça ve gövde kaslarını da harekete dahil etmelisiniz.

- Ellerinizi bir kürek gibi kullanırsanız su içinde daha hızlı yol alabilirsiniz.

Derleme kaynaklar:

www.spor.istanbul/branslar/yuzme.aspx

www.cyclingtr.com, havuz.omu.edu.tr

www.oktayaras.com

www.montessoriakademia.com

www.burhanfelekyuzmehavuzu.com